Ezel köşkünde mimozan
Fi,cesine üçüncü halden tükenince hayalimsi zaman
olanlar dünden eski...bitenler yarından yalan..
kaymak gibi parıldayan örtüsüz bir masanın üstünde
sırtının ortasına öyle amansız vurulmuşki
dik duran Paranın
de gayri..!
kimi Midas lakabıyla altınlara boğulan
kimi napolyon
kuşagında bilmem kac para, eyfelde sefalar aşkina
ama hatirlıyorum ben
kibritin kavlak tarafı candarmaydı, diğeriyse Hakim,
bu usül böyleydi, konduramayan tolasini yerdi
ve görüyorumki eliza saraylı paris candarma
Londura köprüleri kurmuş elips
sıfır noktası boylamdan mavi yuvarlağa hakim olmaya
ve yine hatırlıyorumki;
Saman saçmasında, sacüstünde bazlamalarımız pişerdi
hoş-beşlerimiz doyumsuz anadilimizden
bize neydi uyuz öldüren Pastörden,
Volterden, Aristotelesten
Hatırlıyorumki sakız gibi buğdaylar suyundan geçerdi Pınar bekteşin
bulgurda iderlerdi Iratın değirmeninde, bulamacta,
ağız tadıyla
pekmezli helvadan,
salçalar kaynardı kendi bahçelerinden keçi kılından örtülenlerin üstünde oturup,
el değdikçe yün eğirip, ellik çoraba,
Sığırlarla,sürülerle, meşeliklerinde yolunca yaşanan
gidesi kalmamışki anka güvercinin
dağ -taş paraya çevrilmiş, kaf dağlarının oraları hap ilaç
eskiler..
oralar..
buraları ne bilsin....?
Seyfi Karaca.........kasim / 06
Seyfi KaracaKayıt Tarihi : 28.10.2009 14:42:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!