Olanaksızlığı Gömüyorum / Bilmeyiş Gibil ...

Dünya savaşlarının yarattığı kaynağı
Sömürgenin bağımsızlık kazandığı
Altmışlı tartışmalar, altmışlı gençlik yılları
Akademik kapsamı gölgeleyen tanımları
……..…………………….…-arı…-arı…toplamı
Zengin ülkelerde işler sadece demokrasi
Zaten iş mantığıdır yaşam varlığı
olsa ne olur olmasa ne olur rejimin hangisi

Türkiye’nin en geri kalmış Üniversitesi
Dilim varsa da desem ki gibi, dünya gerisi
Ah! Ordumuz! Yormayacak bir yeniliği
Modernizm! Çekirdek ya da genişletili hali
….…………………….idiği…güdüğü…hep ninni
Olanaksızlığı gömüyorum, sessizliğe yerini

Geçmişe bağlantılı geleceğe yönelimli sıkıntı
Ulaşılmışlığı düşünerek ürkütmeyen başarıyı
Çoğunluğu bastırma anlaşılan dekokrasi zihni
İnsani değerlere dayatmacılık hep bu hürriyeti
…………………………..mollası… nanesi… hepsi
Süregelen ‘körlüğü tak havaya sivril’ edepsizliği

Sevme milleti, sevdirme birliği, seç davarsı köleliği
Döner dolap beygir hizmetçilik türet! besler beyliği
Peyk devletler uydu uzmanlığı sevindirik bireyliği
Kazandırılan kişilik peyzajı peynir dişi pezevenkliği
Psikolojik savaşın dayandırdığı zaman dengesizliği

Dünya savaşlarının yarattığına kaynağı bitmez
Yemek odasına şerbet der pekmezi salavat getirmez
Bir sal parçası üstünde bora korkusuzluğu dinlemez
Bu topraklardan yayıldığını hatırlar, ama bir üslup bilmez
Yeryüzüne yayılan davarlarıyız, ama bunu da yemez….

1 Eylül 2007

adem baba havva ana masalını keyfine göre anlarlar...
düşünceye doğamıyor ki, ordan burdan toplayıp
yamalık yapıyor diline, dinine, karnını doyurmayı öğrendiği mucize
vatan, ulus, uygarlık yabancı kelime daha....
dünya alem de modern der durur, şaşarım ben de buna...
ben galiba iyi ederim, olanaksızlığı gömüyorum, sessizliğe yerini

Almanya’da, Nürnberg Soykırım mahkemesinde Amerikalılar hayret etmişler sözde ‘öldürüldüklerini bilmiyordum’ deyişlere’’… bu bilmeyiş gibiliğin saflığı ardına saklanmak af bulmadı, ama af ettirir her halde kendilerini…her neyse… zaten her şeyi kendileri daha iyi biliyorlar…