Bence sen çok çalışıyorsun Fe Nevzat.. Hani saatlere vursak, belki senden çok çalışıyorum ama benimkisi keyfime…Seninki ise bildiğimiz hayat kavgası. Yorar adamı. O yollardan geçtiğim için böyle ukalalık ediyorum anlayacağın….
Nanik bunun neresinde şimdi? Ne bileyim ben? Panik atağım yok ki, nanik atağım olsun! ...
“Peki burada ne işin var? ” diye sormayacaksın, anladın mı? Takıldım peşine geldim işte. Şunun şurası kaç tane dost kalmış dünyada! ! ! ...Barbaros Hayrettin Paşa’nın martıları şaapıyormuş efendim. Laf mı şimdi? Hangisi kalmış dünyada? Ben, mutfak balkonumdaki güvercinlere bakarım arkadaş. Canıma okuyorlar vallahi! Hem de tam yirmi beş yıldır günde 3 kez balkon temizliyorum. Orası yetmiyor, bir de bizim balkona saldırıyorlar. Çiçek topraklarını hallaç pamuğu gibi atıyorlar. Yazarken bile tepemdeler. Ben biliyorum neden yaptıklarını. Saksılarda tohum arıyorlar. Sanki açlar ha! Bütün gün yemliyorum onları. Su ver- yem ver- temizle; su ver- yem ver- temizle….Öyle bir kısır döngü ki, içinden çıkmak mümkün değil. Ama çok seviyorum kerataları…Yani şimdi sistemim müsait olsa pekala panik atak geçirebilirim. Eeee, nanik de yapamıyorsun. Elimiz mahkum olmuş bir kere…
Sonuç ne? Erlaçin bütün gün balkon temizliyor! ...
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.