Evet gidiyorum bu sefer kararım kesin, ne gözlerimdeki yaş engel olabilecek,
Ne de gitmemekte direnen ayaklarım...
Sana ve sevdama dair yalnızca bir şiir, bir mektup yazıyorum
Okunup okunmayacağı meçhul ardımdan,
Ve birde tükenmeyen sevdamı...............
Bilmiyorum okunmayacak belki de bu şiir ya da mektup,
Ama yine de yazıyorum. Herhalde okunmayacak, çünkü göndermeyi düşünmüyorum,
Belki masamın çekmecesinde, Belki giymediğim gömleğin cebinde, belki yastığımın kılıfında
Belki bir sandığın diplerinde bulacaklar yıllar sonra.
Kimi bu bir aşk şiiri diyecek, kimi mutlulukla acı karışımıyla dopdolu bir şiir...
Kimi cümlelerin içtenliğine bağlanacak,
Kimi beynimde yüreğimdeki fırtınaların acımasızlığında hoyratlığından irkilecek...
Eski sararmış kâğıt olacak şu an elimde tuttuğum kâğıt şüphesiz.
Bazı harfler okunmayacak, Silik ifadeler, bazı soru işaretleri ve noktalar
Kimi sorgularım yargı, kimileri infaz gibi anlaşılacak.
Bazı noktalarım da silinecek benim gibi, Bitmemiş cümleler kalacak yıllar sonraya,
Bugün bitirdiğimi sandığım pek çok hatıradan geriye... Eğer okunursa bu yazdıklarım
Tek anlayacakları sana olan aşkım limitsiz sevdam olacak.
En çok da seni, mutlaka seni merak edecekler.Seni ve sana olan aşkımı..
Benim kendimi suçlayan ifadelerimden dolayı belki bana acıyanlar çıkacak.
Ama Senin ne denli güzel olduğuna hükmedecekler.
Seni nasıl sevdiğimi tartışmayacaklar bile.
Nasıl yandığımı, nedenli büyük olduğunu sevdamın tartışma konuları olacak...
Ama senin beni sevip sevmediğin konusunda birbirlerine girecekler.
Kimi o daha çok seviyor diyecek kimi azımsayacak anlayamayacaklar anlamayacaklar,
Tıpkı her insan gibi..Belki Sen de okuyamayacaksın, ama okuyacakmışsın gibi yazıyorum
Yok ama sen Okuyamayacaksın, çünkü göndermeyeceğim ki.
Yazdıktan sonra yırtıp atmayı da düşünmüyor değilim.
Yakmak, aklımdaki bir başka çözüm. Ama hayır, saklayacağım.
Okumayacak olsan da kelimelerimi sevdiğini biliyorum.
Sevdiğin için, benim sana bir şeyler yazdığımı hissedeceğini biliyorum.
Ben yazarken içinin ürperdiğini, gülen yüzünün hüzünlendiğini,
Kalbinin nasıl sertçe, durmaksızın attığını hissediyorum.
Belki sırf bu yüzden yazıyorum. Yazmıyorum da sanki sana dokunuyorum.
Sanki kâğıdı katlamıyor, sana sarılıyorum.
Mektubu saklamıyorum da sanki senin efsaneni senin türkünü söylüyorum.
Seni seviyorum; Hayır göndermeyeceğim. Bu mektubu okuyamayacaksın.
Çünkü ben ne istediğini artık bilemeyen biriyim. Ayaklarım yere sağlam basmıyor Kararlılıklarım çoktur, asla ama asla diyeceğim prensiplerim de kalmadı.
Bu mektubu göndermeyeceğim. Çünkü ben yokum. Ben benliğim içerisinde kayboldum Arda kalan sadece sen ve efsanen...
Efsanen...Sana yollamayarak haksızlık ettiğim düşüncesi kafamda oluşmaya başladı,
Haksızlık mı gerçekten? Evet zannederim öyle yollamalıyım ve okumalısın okunmalı
Göndereceğim galiba..Sende herkes gibi okuyacaksın...
Böyle bir efsane asla saklı kalmamalı bence, Belki de ait oldukları dillere masallara yerleşmeli..
Tüm büyük aşk literatürlerine girmeli, ders olarak okutulmalı,
Herkes bilmeli esmer gecelerin gülünün yüzünde açan goncaların güzelliğini..
Herkes beş yıldızın ne anlama geldiğini duymalı,
Bir gözün nasıl kamaştıran parlaklığa sahip olduğunu duymalılar,
Böyle bir güzellikten haberleri olmalı,
Bilmeli herkes o gecelere aşık olan, maşukuna her salise yanan insanın sevdasını..
Bilmeliler ve öğrenmeliler kaybolan benliklerin sevda için çektiği acıları,
Bilmeliler yoğruldukları un ufak oldukları hayat teknesini..
Kayıt Tarihi : 23.6.2003 13:25:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Şair Khan](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/06/23/okumayacaksin.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!