Ana dilimiz Kürtçe idi, zor geliyordu Türkçe,
Bilemediğimiz yerde, Öğretmen çıkışırdı sertçe,
Çabaladık, dil öğrenmek için beş yıl müddetçe,
Takdire şayandı gayretimiz, başardık mertçe.
İlk Okul yıllarım elbette bir daha geçmez elime,
Susamıştık bilgiye, hergün öğrenirdik bir kelime,
Muhtaçtık herşeye, hele deki deftere, kaleme,
Karamsar değildim, yinede of gelmezdi dilime,
Anlamını bilmeden, her yıl verdiler Karne'yi,
Beş yılın sonunda kazandık, Şahadetname'yi,
Köy Enstitüsü sınavında sordular Diploma'yı,
İki yıl üst üste kazanamayınca, verdim molayı.
İmtihanlar çok zordu, hacet yoktur tarife,
Eğitimimiz yetersizdi, gerek var mı Arife,
Bu yüzden, halen kırgınım Eğitime, Maarife,
Kim dinler şikayetimizi, ne diyelim herife.
Orta Okul vilayetler de idi, yolları çok ırak,
Evdekiler söylendiler,oğul! bu yolları bırak,
Azmim sayesinde Aksaray oldu son durak
Dedim, gel bir zaman da Koçaş'ta okuyak.
Hüseyin-Cafer-Ben müracaat ettik Tarım'a,
Mazgirt yollarında, Tanrım şahittir zarıma,
Zarar benim oldu, herkes ortak oldu kârıma,
Bu günlük akşam oldu, hesab kalsın yarına.
Son defa haber sormak için gittiğimde, İlce'ye,
Haber yoktu henüz, işimiz dönmüştü bilmeceye,
Köye dönerken, hemen baş vurdum bir hileye,
Zararsız bir yalancıktı, günahını çektim sineye,
Dedim haber yok, ancak herkesi istiyorlar,
Eylül'den önce gitmeyeni, geri yolluyorlar,
Derhal tedarik görüp, hemen çıkalım yola,
Kulak vermeyelim her kese, sağa veya sola.
Büyüklerimiz himmet etti, biz mutlandık,
Bu işi başaracağımız için çok umutlandık,
Tomruk kamyonuyla, gece Harput'a indik,
Lokantaya gidemezdik, Otelde çöplendik.
Sağ-salim ayrılınca evden, moraller düzeldi,
Üçüncü mevki tren yolculuğumuz çok özeldi,
Hele gördüğümüz yerler, fevkalade güzeldi,
Ancak bindiğimiz tren, Yolçatı'da tökezledi.
Köyden uzaklaştıkça, artıyordu efkarımız,
Kıt, kanaat harcıyorduk, zira azdı paramız,
Yolumuz uğrayınca Adana'ya, Mersine,
Yani yol uzadıkça, moraller döndü tersine,
Ulukışla'da trenden inip, kenarda dinlendik,
Otobüs yolculuğu için yeniden ayaklandık,
Bulduğumuz eski otobusle ulaştık Bor'a,
Eski kamyon garajını bulduk, sora sora,
Kamyonla yolculuk elbette değildi mümkün,
Çaresiz kasasına gizlendik, iki büklüm,
Lakin kamyon bizi ulaştıramadı Aksaray'a,
Çünkü, Ortaköy'de uğradık mini bir kazaya.
Ortaköy'lüler biz kazazedeleri kurtardılar,
Evlerine alp, hepimizi mihman ettiler,
Sabahı Reis bey kerem etti,tekrar bindik,
Selametle, Aksaray'da kamyondan indik.
Meşakatlı yolculuğumuz sona erdi sonunda,
Çünkü bindiğimiz Resmi araba durdu Okulda,
Hemen o gün yöneticilerin huzuruna alındık,
Bu işi kolayca başardığımıza inanamadık.
Sevincimiz çok kısa sürdü, sonumuz hayrola,
Çünkü tutmadı yaşı, Hüseyin alınmadı okula
Çok üzüldük Nafile, birazda ağlayıp zırladık,
Bir hafta sonra, kendisini köye geri yolladık.
Hüseyinden ayrılmak, çok üzmüztü her ikimizi,
Onunla dönmek için, değitirebilirdik fikrimizi,
Dönmek için para bulamadığımıza seviniyorum,
Zamanla alıştığımız o günleri şimdi arıyorum.
Biz Köylü çocuklarını eğitti, üç yıllık okul çağı,
Ayağımız potin, boynumuz gördü boyunbağı,
Şimdi o yıllarımı, tatlı anılar olarak anıyorum,
Daha ele geçmez, mümkünü yok sanıyorum..
Epeyce başarılı idim, üç yılda bitirdim Koçaşı,
Okumanın bu aşamasında da kazandım savaşı
Üçüncu cephe olarak Hava Okulunu seçtim,
Bu yüzden Temmuz ayında Eskişehir'e geçtim,
Mezun olduğum o yaz heves ettim Hava Okuluna,
Harçlık için bir otelde çalıştım, boğaz tokluğuna,
Haber gelince otel katipliğini bıraktım derhal,
Rapor için Diyarbakır'a gitmeliydim, her hal.
Konakladığımız handı, dışarıda yattık,
Sabaha karşı, deve çanları ile uyandık,
Bu yüzden, han'ı bırakıp, otele yerleştik,
Hastane işi için,arkadaşlarla birleştik.
Hastane koridorları pis ve yanıyordu,
İnsan kendisini hamamda sanıyordu,
Bir hafta da gereken raporu aldık,
Sevinçten, bir gece de fazladan kaldık.
Eskişehir'den haber geldi, işim olmuştu,
Köyden ayrılmam için sürem dolmuştu,
Lazım olan iyihal kağıdını vermedi mutar,
Çünkü, aileme ve bana olmuştu muğber.
Kağıdımı mühürlettim, Harput'ta bir muhtara,
Aza mühürleri için ise işim kaldı Settar'a
Neyse onunda, baktık sonunda çaresine,
Salatalıktan mühür yaptık, birer iki tanesine,
Artık değildim, utangaç köylü çocuğu,
Bir kere daha arka da kaldı, Baba ocağı,
Çok neşeli geçti, Eskişehir yolculuğu,
Trenden inince, hemen unuttum yorgunluğu.
Dekoville Hava Okulunu buldum o gün,
Zaten geçmişti yorgunluğum hemen dün,
Başarmam için imtihanı kazanmam yeterdi,
Başkan iyi hal kağıdımı örnek diya gösterdi.
Dedi bakın, iyi hal kağıdı işte tam böyle olur,
Köyünüze yazın, böylesini yollasınlar ne olur,
Zira kimi almıştı Vali kaleminden, kimi tapudan,
Mükafaten, sabah katılmak üzere çıktım kapıdan,
Giydiğim Öğrenci kıyafeti çok yakıştı,
Elbise üzerime tam kalıp gibi yapıştı,
Çok mutlu idim, çünkü kazanmıştım sınavı,
Sabırla beklemek ve çalışmaktı üst yanı.
Kayıt Tarihi : 23.4.2009 14:49:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Şiir'in hikayesi, yine şiirin içindedir.Tüm olaylar ve isimler gerçektir. Hüseyin Bir çok işe girip çıktıktan sonra Almanya'ya işçi olarak gitti. 10 yıl çalıştıktan sonra emekli olup Balıkesir'in Burhaniye ilcesine yerleşti. Cafer Jandar Astb lığından emekli olup Ankara da yaşamaktadır. Ben ise Hv Astb. olarak 2o yıl görev yaptıktan sonra İzmir-Güzelbahce'ye yerleştim.1 Oğlum, iki kızım var. üçünü de okutup Üniversite tahsili yaptırdım 3 adet evim var. en büyük kazanımım çocuklarımın yüksek tahsil yapması.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!