Okul Hatirasi Şiiri - Yorumlar

Seyfi Karaca
5250

ŞİİR


14

TAKİPÇİ

KIRIK BAGLARINDA tam da meseliklerin basladigi yerde, dibi bellenmeyen dali budanmayan tadi mayhos ve kekre yaban armutlarinin ve kaysi agaclarinin yapraklari arasinda CIRCIR böceklerinin saz keman ötüstügü yaz rüzgarlari eserken, bekci aleciginin kivrim kivrim dere boylarindan yukari dolanan cilga yolu yüksek yamaclara görütüren görüs mesafesinde yayla esintileriyle beraber kendine gölgelik yer arayan bozkir incisi MENTESE`de eseklerin anirtisi, ineklerin mögürtüsü, horozlarin efelenmesi, taylarin ve atlarin kisnemesi sanki insanin duldasina oturdugu bagdasliginin dizi dibindeymis gibi, efil efil yankisi duyulurdu.

Bu cagiltinin en cok belirgin ve bilineniyse isinde gücünde olan insanlarin birlikte yasadiklari hayati yiderken ve güderken birbirinin varligina konusup kaynastirdiklari COK SESLiLiGIiN köyden daga bayira; yamactan yamaca; burdan öteye; ve yukardan asagiya yayilip cinlayan can sicakligi, gönül duygudasligi ve birarada yasama sevincinin dingin ugultusun yani sirasinda, TOPAL OCA`nin ezan sesiyle Gobellerin buydaydan ekmege giden tarlalarin ekinlerin ve harmanlarin son yükünü omzunda tasiyarak degirmen eden dönüsü de duyulurdu. Mazotla calisan degirmenin motoru ve sürekli sogutan suyu kücük havuza akan yan örtmelik atlarin ahirina yakin bir yerdeydi. Degirmen yedek taslarinin duvara yakin yerde üstüste durdugu ve boynunda un torbasi takili ögüten kasnaksa motora bagli kayisla dönerek ögüten tasin üstünde unun inceliginden haber veren tahta kamanin tikirdaysina göz kulak olurken, bazan hamza dayi, bazan memed emmi, bazan mustafa dayi, bazan sülüman emmi kime nasil rast giderse artik…yerdeki büyük ambara dökülen un mudur yoksa zavar miyi, cinkpo kürekle bir avuc numunelik niyetine ögütülenden alarak parmaklarinin ucunda ezer üfeler ve ona göre tasin baski seviyesini döner bir mengeneyle ayar düzen ederlerdi. Un ögütülen örtmelikteyse cogu getiren essek veya katirlarin ürkerek inat edip iceriye adim atmadigi, degirmencileri yoran giris kapisinin agrzina kadar sirasini bekleyen cuvallarla doluydu.

Ki bu, aidiyet duygusunun hem insan olmayi güzellestirip zengin eden ORTAK YASAMA kültürünü hem de inanci hic bir pahaya egilip bükülmeyen degismez degerlere kisiyi özenle egiterek onurda kimlikte beyeride bilgide görgüde ahlakta kisilikte paylasimda cesarette yigitlikte mertlikte vicdanda ilimde SAYGIN ve GÜVENiLiR YURTTASLIK bilincine bütyüten sonsuzluk mirasi ve kaynagiydi.
Ben en cok ilk sararan baglarin Keklik Kayaliklari`na, Kirik Cayi`na ve kizilirmak tarafina bakan cüssesi kücük fakat hem kendi hem de cekirdegi tatli kaysilarini severdim. Agustos`un yavas yavas sararan dallari arasinda Nesedin `aslaniiiim eller eller `ine ak ellerin bugum bugum kinali, dedim bayram midir, söyledi yok yok yooook` kosup katarak, aradaki saz gecislerine dilimin tingirtisini yuvarlayarak kendim calar kendim cagirir, keseklerin arasina indikten sonra tas üstüne tas koyarak tatli cekirdek kirarken kulagimda ezan sesi ve degirmenin cigligiyla, günün bitimine yakin anam sepetlere yükledigikleriyle yol ugrumda bense basina gün sicagi gecmis yorgunlara yikilacak gölge arayarak, bayir yolu köye zor cikardim.

Tamamını Oku

Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta