Koyu, yeşil suları git gide karartarak
Olanca görkemiyle denize vurdu akşam.
Yumuşak gölgesini yüzüme bırakarak
Bu gün saltanatını içime kurdu akşam.
Ne hoş, karşı dağlarda uzayan şu kızıllık
ben bu değilim
bir de beni akşam gör
sabah gör, yarın gör
bu maskem en kötüsü
kokmuş insan ölüsü
Ey yaşamanın çocuksuz dulu
büyük orman içre yiten ağaç
hangi pencereyi açarsan aç
korku, üzgü, ölüm
işte yazgın bu
Lacivert denizde çırpınan balıkların
Dilinden dinlerken sevgiyi
Hayal alemine bir martının
Kanadında yolculuk etmek ne iyi!
Çamların koyu gölgesinde uyumak
Ölsek aşkın eşiğinde
yok oluş değildir bu
bir kızıl, bir ak gülün
yayılır üstümüzden kokusu
Akşam inince bahçelere
Kapılar kapanır
Ayrılığın resmidir bu
Rüzgâra karışır gidersin…
Ne el sallama,
Sevmek ve unutmak
geceleyin açan ağulu çiçek
göğümüze serpilmiş yıldız tozu
nasıl da içine, derine çeker
karanlık mağaralar, dipsiz kuyu
sevmek ve unutmak
milâs, gün ortası uykusundan
kalkar ikindi vakti
havada baygın kokusu leylâğın
mayıs dallara yürümüştür
ey gece
ölülerimizi getir bize
görerek ve duyarak
meşk edelim
ölümü biz de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!