Kızıllıkların alaca şafaklarında
Öpüşürken narin, ürkek bedenlerimiz.
Yetim vuslatların ayrılık kumsalında
Nazenin güller bahçesiydik biz ikimiz
Bir beyaz bulut, narin bir martı kanadı
Lacivert derinlerde boğulurcasına.
Tutulmuş nefesle, doruklara çıkardı
Atıverdi gecenin şehvetli koynuna.
Yakamozlar dalgalarda kürek çekerken
Bir yürek uyur mavilerde vurgun yemiş.
Düşmüş yine derinlere kalkayım derken
Bir yağmur, denizin yüzünü çimdiklemiş.
Kürekleri aheste çekerken sandalcı,
Çakılmıştı bedenlerimiz yıldızlara.
Uykuya dalarken ay gecenin koynunda
Bilinmez olur, kimdir yolcu kimdir hancı.
Eksiliyoruz habersiz dünden bugüne
Mazide kaldı anemon kokulu aşklar.
Öksüzlüğün sevdası giderken meçhule
Ne biz kaldık, ne de yürekteki yangınlar.
Kayıt Tarihi : 8.8.2019 13:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!