zaman ellerime dolanmış
umut yollarında gündüz karaya bulanmış
zindanmıdır bu bekleyişin esareti
acısı sineme kazınmış
güneşe sevdamı bu yaşadığım
yıllar mı ağır yarından
Zaman tünelinden geçtim
Dünleri yüreğimde yağmalayarak
Akşamları gündüze boyadım yine
Her yerde yalnızlığın ayak sesleri
Tüm evrende senden geriye kalanlar
Bir türlü sensizliği içime sindiremedim
Ben hayatımı kaybettim
Kimse bilmeden duymadan
Bir ömür mutlu olacakken
Kendimi kara kederle boyadım
Şimdi acabalar zihnimi kurcalar
Koca bir vicdan azabı,
Kırılmışsa kolum kanadım
Sebebim olma ne olur
Eğmişsem boynumu
Sanma ki utandığımdan
Korkarım gözlerimin gözlerine değmesinden
Korkarım seni üzüp,inciltmekten
Küçük kaçamakların büyük günahı
Yapışır yakana hesap sorar
Ne sevdim diyebilirsin
Nede istedim..
İnce bir sızıyla çıkarsın yola
Tadı damağındadır yaşadıklarının
Ne yazayım bilmiyorum
Kalemim bana küsmüş bende ona
Hani dünden bahsetsem
Elim titrerde yazamam
Bugünden bahsetsem
İnadım tutarda kalemimi kırar atarım
Küçük minicik elleri vardı
Ak pak yumuşacık
Saçları kömür karası
Sanki ipektendi her bir tel
Gözleri bir deryaydı bir yakut
Ayın yansımasıydı yüzünün nuru
Meleğin kollarından
Cehennemin yollarına..
Ne bir telaş ne bir aldanış
İnce bir sancıdır bu
Ruhumda dolaşan
Vakit evvelden sonrası
Yarın,
Senden sonra ki gün
Hani o esaretin düğümlendiği
Dilimin lal olduğu gün
Umut pazarına sermedim umutlarımı
Paha biçen olurda
Ürkek bedenin ürkek yüreği
Sen sevemez bağlanamazsın
Arınmadan kendinden
Yar diyemez sevemezsin
Ağlasan boş ağlamasan boş
Sen gerçekleri göremezsin
Ölüme sarılmış bedenler,varlığını unutabilir mi ölümün? Peki tadı nasıldır acep gerçek ölümle anbean ölüp dirilmenin? Ne çok zikrettim ölümü değil mi,tıpkı senin gibi.......
İster dinle son ses,hayatın maviş melodisini,istersen kapat gözlerini ve tıka kulaklarını yaşama....Sen ne yaparsan yap,h ...