Her çürük işini habersiz yaparsın
Dosyan boyunu geçer durduramazsın
Mahkumiyet verilir de anlamazsın
Suçu olan ne hakim ne bendenizim
Mahpusken arama sayın müvekkilim
Bir damla inse yere gökten
Yüz melek yanı sıra gelir
Kör dünya büsbütün kirinden
Nisan ayında temizlenir
Kordan olsa tut sen doğruyu
Çekme hiç yalanın yükünü
Kemik peşinde o zağarı
Kılavuz etme sakın ola
Hakkı düşürme sakın ola
Karanlıkta düşlerken düşümü
Bir peri çıktı kesti önümü
Eline aldı garip gönlümü
Bu benimdir dedi bundan sonra
Çözüldü karanlık aydınlandı
Gam düşer gönlüme resmini görünce
Yüklenirim tane tane seni fikrime
Dolunca ruhumun her bir yeri seninle
Elimde resminle hayaline dalarım
Sen bilmezsin ben senin resmine aşığım
Ayak sesin gelsin sen gelme
Yüz yıl da geçse hep beklerim
Adım sesle berzahtan duysam
Cennet bilip koşar gelirim
Kulun eyle kapında beklet
Sayısız kürek çekip bu sonsuz denizde
Herkese yetiştim de bir sana geç kaldım
Vurmadı doludizgin imbatlar yelkenime
Herkese yetiştim de bir sana geç kaldım
Şükran beklemedim vardığım hiçbir yerden
Kör gece devrini tamam eder
Ufuk yerine güneşi sesler
Cümle kuş böcek türküler söyler
En pek saattir şu seher vakti
Hele bir de yağmur ıslattıysa
Kokusu gelir tüter de burnuma
Varıp el süremem gül goncasına
Anca solur mest olurum hatrımda
Bir nefes var olmaz yine bağımda
Çepe çevrili bilmem ne nesneyle
Fikrim buza dönmüş yanarken içim
Ateşlere veren sen değil misin
Yanlış doğru bir olup şaşmış aklım
Yok aklımı alan sen değil misin
Bir gördümse bin hasrete karıştım
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!