Bir nehir saklı sanki yüreğimde, çağlayan;
Aktıkça derinlere hasreti anlatıyor.
Küçük bir çocuğum ben, sevinse de ağlayan;
İçimde sevdaların en temizi yatıyor.
Bir volkan saklı sanki yüreğimde dağ gibi;
Senin de ruhunu sarsın bu acı,
Sendele ismimi andığın zaman.
Sana da iblisin olsun duacı,
Hesabı verip de yandığın zaman.
Senin rengin siyah, benim beyazdı.
Sonbaharda dökülen sararmış bir yaprağım.
Yaşayan bir ölüyüm, yalnızlıklar toprağım.
Bir yanımda yalnızlık, bir yanımda acı var.
Bu ciğer yangınının nerede ilacı var?
Nefes alıp vermekten ibaretmiş yaşamak.
Sızlayan kalbimin her atışında sen varsın…
Vicdanını dinle de perişan halime bak.
Hayatın kaşlarını çatışında sen varsın…
Sen benim minik kuşum, sen benim kara kızım.
Vakit tamamlandı sevdadan yana;
Gönlümde sonbahar, bir de kış kaldı.
Gözlerine bakmak nefesti bana.
Aklımda ne yazık, bir bakış kaldı.
Hep ben boyun eğdim, hep sen söyledin.
Kömür karasıydı gözlerin, kömür…
İçin için yandı, öldürdün beni.
Ömür harcadım ben, koskoca ömür…
Toplasan kaç dakka güldürdün beni?
Kaşın efsunlu yay, kirpiğin oktan.
Martılar uçuşur bu sahillerde,
Söylerler denizin şarkılarını.
Mehtap her gece bu sesi dinler de
Geçmişe uğurlar eski yarını.
Feryatlar yükselir pembe düşlerden,
Karıştı kanıma sunduğun zehir,
Saatler hasrete kuruldu bugün.
Delindi gökyüzü, yıkıldı şehir,
Bir sevda alnından vuruldu bugün.
Bir yaralı kuştu, umut derinde
Bir Anka kuşunun kanadındaydık.
Pembeydi bulutlar, yağmur elmastı.
İndik Kaf Dağına, devleri saydık.
Gümüşten suları cadılar bastı.
Korkular lal oldu, sormadık, niye?
Bir tutam sensizlik, biraz da hüzün
Her gece yarısı sadık dostlarım.
Siyaha boyanmış pembe bir düşün
Ancak kuytusunda sana rastlarım.
Silkinip, doğrulsam bitecek o an
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!