Nâdide bir çiçeksin, altın değil
Kıymet bilen bulmalı, biçen değil
Bilmezler adını belki de gonca
Hoş ve zarif bir lavanta uzunca
Günebakanlar yüz çevirmiş
Seni sorarlar neredesin?
Gel! gel de anlatayım sana
Sen kırk yıllık hatrı bilmezsin
Dök içini anlat bana gönlünce
Senden gelen her dert, nimet
Kanatlarınla süzül gökyüzünde
Dökülsün her türlü külfet
Ey iki gözümün nûru!
Yaktın beni nâr-ı aşkın ile
Sorma nasıl, neden diye
Nereden bileyim yanacağımı?
Sevdân ile
Sokakta dolaşırken bir gece
Onu gördüm, iki isim üç hece
Adetâ büyülemişti beni
Işıl ışıl gözleri ve upuzun zülfü ile
Gülümsemişti bana
Yıldızdan gözleri ışıldar
Mehtaplı yüzü parlar...
- dı
Saçında güneşin renkleri
Fakat hiçbiriyle denk değil
Zaman dururdu sarılınca
İstemezdim devam etsin
Çok hasret kaldım sana
Bu kadar gurbetlik yetsin
Ey! Papazkarası , ey! tatlı kız
Öyle bakma bana arsız arsız
Alsam bir yudumundan hoş olsam
Mest olup da etrafa savrulsam
Şarkımız olsun seninle
birbirimizi analım dinledikçe
Yat omzuma uyu da
gecenin karanlığına karışalım
Akşam güneşi yakmaz derdim
yaktı.
Batmaz derdim
battı.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!