Hayatın gerçeklerini canından bilip,
Bahtındaki karaları tek tek silip,
En son konuştuğumda nezle grip,
Bir kadın sevdim, o da bırakıp gitti.
Gönül deryası kilim gibiydi, desen desen,
Kim bilir kaç defa söyledim ben o şarkıyı,
Kim bilir kaç defa gittim buluştuğumuz tepeye,
Kim bilir kaç defa esti geçti yüreğimden, deli rüzgâr.
Ezdi geçti içimdekileri acımasızca,
Kim bilir kaç gece rüyalarım doldu taştı seninle,
Suskuluğum bozuldu gecenin alaca karanlığında.
Seni benden alamazlar diyordun,
Bizi bizden çalamazlar diyordun,
Hani beni çok seviyordun,
Biz nasıl ayrıldık anlayamadım,
Mutlu bir dünyayı umut ediyordun,
Ağlama demek kolaydır senin için,
Sen onu gel de bana sor,
Bir varmış bir yokmuş misali çıksın da hayatından,
Yollara düşmek ne demekmiş gel de bana sor,
Yorgun düşüp de uyursan bir taşın dibinde,
Doğduğumda bir avuca sığarken,
Büyüdüm dünyaya sığmaz oldum,
Küçüklüğümde yalnız ağlarken,
Büyüdüm umutsuzluğu buldum,
Yeni açılmış gözlerime bakanlar
Askerden askere gelen mektuptu,
Önce kendi okudu, sonra okuttu,
Anlayan anladı, anlamayan unuttu,
Kimi şeker oldu, kimi zehir Ya Rabbi!
Vatan dediğimiz kutsal toprakta,
Acı bir çığlıktı haykırışların,
Elimi uzattım ama değmedi saçlarına,
Kulaklarım tıkanmışken top seslerinden,
Mermiler düşüyordu avuçlarına.
Derdimiz birdi lakin herkes susmuş,
Kimi zaman sükuta çekiyorum dudaklarımı,
Kuraklığı yaşıyorum baharın ortasında
Kimi zaman terk eyliyor diyarımı mazlum alfabe
Sanki getiremiyorum dört kelimeyi bir araya,
Hey had,
...
Bu aksam gidip tenha bir yere,
Elimde aşk şarabı,
En hüzünlü şarkılarla içeceğim sabaha kadar.
Sessiz sessiz ağlayacağım kimseler duymasın diye.
Bir seni anacağım bir de sevgimi,
Yıldızları ürkütmeden…
Zor oldu ama cemalini sildim beynimden
Adının harflerini de çıkardım alfabemden,
Nisan yağmurları karışırken gözyaşlarıma,
Lügatimden attım seni ey sevgili.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!