Evlatlar diktigimiz ağaç misali
Büyür uzar gider fidan misali
Dalından dökülen yaprak misali
Birgün elbetde el olur giderler
Yasarken hataya düşme aman
Canım dediklerin el olur inan
Dost kalmaz çamura düştügün zaman
Bir selam vermeden çeker giderler
İşin cok zor gaflet dolu insanlar
Sarılır bak kirli yüzü olanlar
Alt üst olursa yaptıgın hesaplar
Damarından emer ceker giderler
Dünya kördügüm bunu çözeceksin
Çok acılar ızdırap göreceksin
ALLAH deyip secdeye çökeceksin
İmanınla şer sel olur giderler
Yavrum yaradan var şeytana uyma
Şahdamarından yakın uzak sanma
Yaşamak renga rek bunlara kanma
Hiç ölmeyecek gibi yaşar giderler
Sonsuz evrenin bile ölümü var
Zenginlik sanki kurumayan pınar
Mal canın yongası olsa ne yazar
Paraya altına tapar giderler
Sanmaki gider senile servetin
Dolup taşsada ambarın kilerin
Zekatını ver olmaz bereketin
Lakin tutamassın uçar giderler
Zalim alemi er meydanı sanır
Ateşi yakar kor meydanı sanır
Tanımaz başka! hür meydanı sanır
Mezarlıga yolcu olur giderler
harun yildirim 6
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta