Hayat o kadar kısa ki hayatım sözünün içini doldurmaz...!
esmer güzelidir, aslında
kırmızıyı çok sever
tombul yanakları,
iri iri bakan parlak gözleri vardır
pürüzsüz yüzünden tek şikayeti,
sık çıkan uçuklarıdır
bir başkadır istanbul,
akşam üstü alaca karanlıkta
turşucular kurulur sokaklara
hemen bitiverirler,
belediyenin mesai sonu
kokoreççiler, tombalacılar, işportacılar
denizin uzaktan uzağa duyulduğu yaşamlarda
alaca karanlığa kanat açıyıor aşk
yürek dolusu martı beyazlığı gökyüzü
bu liman kentinde sevişmeler yosun kokulu
sabahın ilk ışıklarıyla şarmaş dolaş kaçıp gitmeler
seni sevmek anlamaktı
senin yerine koyup kendimi
seni sevmek hissetmekti
senin içinden kendi kendimi
seni sevmek hüzündü, ağlamaktı senin yerine
seni sevmek sen olmaktı
bir sokak vardır
vapurların kalktığı yerde
çingeneler çevirir yolunuzu: ”uzat elini de bir falına bakayım”
bir kapı görürsünüz demirden
ardında bambaşka bir dünya
kadını kadınlığından bezdiren
keserler sizi her yıl
şu malum
Hz İbrahim hikayesi
sanki sizin canınız
yokmuş gibi...
avucumun içinde
minik bir kuş gibisin
tutmaya kıyamadığım,
bırakamamaya da...
bulursunuz beni...
biri enseme diğeri gövdeme sıkılmış iki kurşunla
yatar durumda şekiliz
ellerimi bağlamışlardır arkadan
sanki kurtulacakmışım gibi
bulursunuz beni...
öldüğümde yağmurda gömmeyin beni,
mezarımın başında ağlamayın
ıslatmayın toprağımı,
gözyaşlarınızla
bilirsiniz
yalnız değıldir mezarlıklar
sana hoşçakal demiyeceğim
gelişler aklında kalmalı
hüznün ince sızılarına esir etmeden kendimizi
bir aşk olmalı
bir aşk olmalı
bir gün itiraf edilesi
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!