24 Kasım Öğretmenler Günü
Değerli gönül dostlarım, bugün yapmış olduğum konuşmamı sizlerle payşamayı kendime görev addettim. Sevgi ve saygımla.
Sayın Başkan, Sayın İl Genel Meclisinin Değerli Üyeleri ve Saygın Yöneticileri. Bugün Atatürk’ün Millet Mektepleri Baş Öğretmenliğini kabul ettiği günün, 80. yılını ve öğretmenler gününün de 27. yılını kutlamak maksadıyla, şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan, hepinize saygılarımı sunuyorum
Değerli arkadaşlarım,1 Kasım 1928 tarihinde yapılan harf devrimini müteakip, yurdun birçok yerinde millet mektepleri açılarak, okuma yazma seferberliği başlatıldı. Okuma yazma çalışmalarına bir fiil katılan Mustafa Kemal Atatürk’e, 24 Kasım 1928 de Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, Baş Öğretmenlik unvanı verildi. Bu bağlamda, 24 Kasım günü çok önemli bir gün olup, “Baş Öğretmenlik Günü” olarak kutlanmaktayız.
Bu hatırlamayı yaptıktan sonra, Birkaç hususa değinmek istiyorum. Mustafa Kemal Atatürk’ün Başöğretmenlik unvanını, öğretmenler günü haline dönüştüren, 1980 ihtilalının Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Sağlamdır. Mustafa Kemal Atatürk’e ait olan bir günü, Türkiye öğretmenlerine vermekle, Türkiye Büyük Millet Meclisinin almış olduğu kararı yok saymaktan başka bir şey değildir. Bugün Atatürk’ümüzün Baş Öğretmenliğini anma ve anlama günüdür. Bu nedenle, her 24 Kasım’da olduğu gibi, bugünde Başöğretmenimiz Atatürk’ün anısı önünde, saygıyla eğiliyorum.
Öğretmenler gününün tarihsel geçmişine bakacak olursak, 16 Mart günü, öğretmen okullarının açıldığı gündür. Bu günün Öğretmenler Günü olarak kabul edilmesi gerekirdi. Bu durum, o günün şartlarında kabul edilmese de, o şartlar ortadan kalktıktan sonra kabul edilebilirdi. Hatta dünya öğretmenleri günü olan ve Birleşmiş Miletlerin Eğitim Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) kabul ettiği 5 Ekim 1994 gününü, Türkiye Öğretmenler Günü olarak da kabul edilmeliydi.
Bakın değerli arkadaşlarım, Toplumları yönetenler ve yönetilenler, toplumumuz yararına olan temel gerçekleri görmemezlikten gelemezler. Ülkemizin sağlık ve selameti için, bunları yapmak zorundayız. Aksi halde dünya yaşamında, büyük sıkıntılarla karşı karşıya kalırız. Bunu bilmemiz gerekir ki, dünyayı sorunlu hale getiren cehalettir. Cehaleti ortadan kaldırmadan, huzura kavuşmamız imkânsızdır. Cehaleti ortadan kaldıracak kişilerde, yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Bu başarıyı sağlayacak öğretmenlerin de, bilgi ve beceri birikimine sahip olmaları gerekmektedir. Çünkü öğretmenin imalatı insandır. Bu insan 6-18 yaşta olan ve öğrenme çağında ki çocuklardır. Onları pozitif düşünce ışığında yapıcı, yaratıcı, zihinsel gelişimi işlek ve bağımsız iş yapma yeteneği oluşan birey olarak yetiştirmiş olsunlar. Toplumumuzun gelişmesi bu ilkelere bağlıdır. Eğitim-öğretimi düzenli olan bir toplumun, gelişimi ve refah seviyesinin yüksek olması bu şekilde oluşur. Böyle bir toplumun bireylerinden, dünyaya gelecek çocukların sosyal genleri düzenli ve sağlıklı olmuş olur. Hatta zekâ düzeyleri gelişkinlik gösterir. Bu göstergelerin oluşumunu sağlayacak bir programa ihtiyaç olduğu gibi, bu programı uygulayacak bilgi ve beceri sahibi, öğretmenlerin de yetiştirilmesine ihtiyaç vardır. Ne yazık ki 1980 den başlayan yok etme politikası, eğitim kurumlarının içini boşaltıp, yozlaştırarak, istedikleri düşünceye göre bir kadrosu oluşturdular. Böylece, Türk eğitim sistemini çağın gerisine götürdüler. Bunun temel göstergesi, toplumumuzda gitgide öğretmene ve öğretmen yetiştiren kurumlara karşı bir ilgisizliğin çoğaldığıdır. Durum böyle olunca, eğitim kalitesi düştü. Buna paralel, sevgisizlik oluştu, işsizlik yoğunlaştı, hırsızlık ve kapkaççılık arttı, anarşik hareketlenme yoğunluk kazandı. Bütün bunlarla beraber, cehalet zincirin halkaları çoğalıp kalınlaştı. Bu yönde gelişme gösteren tehlikeye karşı, gerekli önlemler alınmadığı takdirde, bu tehlikeyi ortadan kaldırmak imkânsızlaşmış olur. Böyle bir düzensizlik içinde, yaşamak hiç bir kimseyi mutlu etmez. Bu gerçekleri görüp, ona göre eğitim-öğretimi en kısa zamanda, yeniden yapılanmayı başlatmak gerekmektedir. O zaman öğretmenlerimiz, toplumumuzun her alanında yerlerini almış olurlar. Bu ciddiyet içinde, bütün imkânlarımızı kullanmak zorundayız. Aksi halde, başı dik nesillerin yetişmesi, mümkün olmaz. Evrensel bağımsızlıktan söz etmemiz imkânsızlaşır.
..
Öğrenciyi aynı ayrımsız gören
Bizler öğrendikçe huzura eren
Hoşgörü sevgiyle ömrünü veren
Öğretmenler günü gün kutlu olsun
İlimle bilimle çağlayan pınar
Öğrencisine hep bilgiler sunar
..
Değerli şair dostlarım. 24 Kasım Öğretmenler günü nedeniyle,İstanbul İl Genel Meclisi'nde Yapmış olduğum konuşmamı sizlerle paylaşmayı görev saymaktayım.Bu günüm hepimize kutlu olması diliyorum.
Sayın başkan, Sayın meclis üyeleri, Değerli bürokratlar.
Bugün 24 Kasım öğretmenler günü nedeniyle, şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan, hepinize saygılarımı sunarım.
Hepinizin bildiği gibi, insanın dünyaya gelişi ve hayata merhaba değişinde, ilk gözünü açar açmaz etrafındakileri algılar. Sürekli olarak çevresinde olup bitenleri kavramaya çalışır. İhtiyaç duygularını çeşitli ses ve davranışlarla belirtir ve annesinden, aile içinde bulunanlardan yardım ister. Bu yıllar içinde yemek yemeği, emeklemeği yürümeği ve konuşmayı öğrenir. Yedi yaşına kadar, kişilik ve karakter gelişimini tamamlar. Ailenin çocuğa verecekleri de bunlardan ibarettir. Daha fazla öğrenme çağı geldiğinden, çağa okul çağı ve ya okul yaşı denilmektedir.
Sayın Başkan, Değerli meclisini üyeleri.
İnsanın, donanımlı bir öğrenmeğe sahip olması için okula ve okulda da öğretmene ihtiyaç bulunmaktadır. Öğretmen, kişinin sağlıklı bilgilere sahip olması açısından; sosyal, ekonomik ve demokratik haklarının yanında, teknik donanımlı olması için çalışır.
Öğretmenler, insani eğitmeği ve öğretmeği meslek edinen kimselerdir. İnsanın her türlü davranış biçimine yön veren, yaşadığı toplumda birinci derecede faydalı kişiliğe sahip olmasını sağlayan ve kavratandır.
..
24 KASIM 2013 ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN
Değerli öğretmen arkadaşlarım ve sevgili okurlarım. 24 Kasım 2013 Öğretmenler Gününüz kutlu olsunla yazıma başlamak istedim.
24 Kasım Mustafa Kemal Atatürk ün 24 Kasım1928 yılında, millet mekteplerini açtığı, Arap Alfabesinin kaldırıldığı, onun yerine Latin harflerinden oluşan alfabemizin kabul edildiğini kutlamaktayız. Bu gün, öğretmenlerimize ve halkımıza kutlu olsun.
Mustafa Kemal Atatürk, dilimize ve sesimize uymayan Arap Alfabesinin yerine, dilimize ve sesimize çok uygun olan ve uyum sağlayan Latin Harfleriyle yapılacak öğretimi bizzat kendisi kara tahta başına geçerek öğretilmesini, göstermiştir. Bu nedenle de Türkiye Büyük Millet Meclisi kendisine Baş Öğretmenlik unvanını vermiştir.
Harf devriminin yapılması sonucunda, o gün yüzde on okuryazar oranı, bugün yüzde doksanların üstüne çıkmıştır. Ülkemizde yaşayan ve okuma yazma bilmeyen herkesin okuryazar olması hedeflenmiştir
24 Kasım Öğretmenler Günü’ne nasıl gelindiğine bakıldığında, 12 Eylülcülerin yapmış olduğu ihtilalının, birici derecede ki has adamı olan, Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Sağlam‘ın eseridir. Bakan bu günü, bütün öğretmenler günü olarak kutlanmasını sağlamıştır.
..
Öğretmenler günü geldi
Hediyeler verildi
Eller öpüldü
Öğretmenler günü kutlandı
Sen teksin öğretmenim
Bana okumayı yazmayı öğretenim
..
Değerli okurlarım, 24 Kasım 1928, Mustafa Kemal Atatürk’ün millet mekteplerini yaşama geçirdiği gündür. O gün Arap harfleri yerine, Latin harflerinden oluşturttuğu alfabeyi tanıttı. Bundan sonra, bu alfabeyle, okuma yazmaya yapılacağını ilan etti. Bütün yurtta herkesin okuryazar olması için büyük bir seferberlik hamilesini başlaştı. Böylece bu gün aydınlık geleceğin ilk meşalesini yakmış oldu.
Bu gelişmeler üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal Atatürk’e Baş Öğretmelik unvanını verdi. 24 Kasım günü, Başöğretmenlik günü olarak anılmaktaydı.
1980 ihtilalının mimarından olan ola, o günün Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Sağlam 1981 yılında, 24 Kasımın gününün “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmasını sağladı.
Ne var ki bütün dünya devletlerinde öğretmenler günü, 5 Ekim Günü olarak kutlanmaktadır. Maalesef, biz bu kutlamanın dışında kalmışızdır. Kaldı ki hepsi bir yana, 16 Mart 1848’de açılan öğretmen okullarının kuruluşu gününü bile kutlamıyoruz. Bu gününde dikkate alınmadığına bir anlam veremiyorum.
Hâlbuki Milli kavramları dâhilinde, ortak aklımızı kullanarak insanca yaşanır bir dünyayı nasıl kurabilir diye düşünmek zorundayız. Öncelikle çağdaş dünyayı yaratacak öğretmenleri donanımlı yetiştirelim. Onlarda, önce çocuklarımızın nasıl yetiştirilmesi gerektiğini bilsin ve o felsefe ışığında adam etsinler. Çocuklarımız büyüyüp, anne baba olduklarında sosyal genleri pozitif olan, çocuklara sahibi olsunlar. Böylece sağlam temelli toplumlar oluşmuş olsun.
Kaldı ki Milli Eğitim Politikalarımızı tespit ederken, öğretmenin ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını da göz ardı edilmemelidir. Öğretmenlerin çocuklarımıza daha faydalı olması yönünde, bütün imkânlar kullanılmalıdır. Kullanalım ki, geleceğimizin başı dik nesilleri yetiştirilmiş olsun.
Bugün öğretmenler günüdür deyip, o anlam da kutlamak hiçbir zaman öğretmenin sorununu çözmez.
..
Değerli okurlarım, 24 Kasım 1928, Mustafa Kemal Atatürk’ün millet mekteplerini yaşama geçirdiği gündür. O gün Arap harfleri yerine, Latin harflerinden oluşturttuğu alfabeyi tanıttı. Bundan sonra, bu alfabeyle, okuma yazmaya yapılacağını ilan etti. Bütün yurtta herkesin okuryazar olması için büyük bir seferberlik hamilesini başlaştı. Böylece bu gün aydınlık geleceğin ilk meşalesini yakmış oldu.
Bu gelişmeler üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi, Mustafa Kemal Atatürk’e Baş Öğretmelik unvanını verdi. 24 Kasım günü, Başöğretmenlik günü olarak anılmaktaydı.
1980 ihtilalının mimarından olan ola, o günün Milli Eğitim Bakanı Sayın Hasan Sağlam 1981 yılında, 24 Kasımın gününün “Öğretmenler Günü” olarak kutlanmasını sağladı.
Ne var ki bütün dünya devletlerinde öğretmenler günü, 5 Ekim Günü olarak kutlanmaktadır. Maalesef, biz bu kutlamanın dışında kalmışızdır. Kaldı ki hepsi bir yana, 16 Mart 1848’de açılan öğretmen okullarının kuruluşu gününü bile kutlamıyoruz. Bu gününde dikkate alınmadığına bir anlam veremiyorum.
Hâlbuki Milli kavramları dâhilinde, ortak aklımızı kullanarak insanca yaşanır bir dünyayı nasıl kurabilir diye düşünmek zorundayız. Öncelikle çağdaş dünyayı yaratacak öğretmenleri donanımlı yetiştirelim. Onlarda, önce çocuklarımızın nasıl yetiştirilmesi gerektiğini bilsin ve o felsefe ışığında adam etsinler. Çocuklarımız büyüyüp, anne baba olduklarında sosyal genleri pozitif olan, çocuklara sahibi olsunlar. Böylece sağlam temelli toplumlar oluşmuş olsun.
Kaldı ki Milli Eğitim Politikalarımızı tespit ederken, öğretmenin ekonomik, sosyal ve kültürel ihtiyaçlarını da göz ardı edilmemelidir. Öğretmenlerin çocuklarımıza daha faydalı olması yönünde, bütün imkânlar kullanılmalıdır. Kullanalım ki, geleceğimizin başı dik nesilleri yetiştirilmiş olsun.
Bugün öğretmenler günüdür deyip, o anlam da kutlamak hiçbir zaman öğretmenin sorununu çözmez.
..
Bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum
Ne güzel bir söz sana yakışır öğretmenim
Sen köle değil, alim yetiştirirsin ancak
Sana köle değil, saygı gösteren öğrenci istersin
Sana çiçek getirdim, öğretmenler günün kutlu olsun.
Bu gün yirmi dört kasım öğretmenler günü
..
5 Ekim 2008 Dünya Öğretmenler Günü Konuşma Metnim
Değerli arkadaşlarım, 6 Ekim 2008 günü İstanbul İl genel meclisinde Yapmış olduğum konuşmamı sizlerle baylaşmaktan onur duymaktayım.
Beş Ekim gününün “Dünya Öğretmenler Günü,” olması münasebetiyle şahsım adına söz almış bulunmaktayım. Sözlerime başlamadan, hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Sayın
5 Ekim 1994 tarihinde, Birleşmiş Milletlerin Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü olan (UNESCO) , 5 Ekim gününü “Dünya Öğretmenler Günü” olarak kabul edilmiştir. Bu günün anlam ve önemine uygun kutlanması bizim üzerimizde emeği olan öğretmelerimize karşı görevimiz olmalıdır diye, düşünüyorum. Ama ne yazık ki, çok zaman akıllara bile gelmediğini görüp durmaktayım. Böyle olsa bile, şahsım ve mensubu bulunduğum meclisimiz adına, bütün öğretmenlerimizin bu anlamlı günlerini kutluyor, başarılı bir yıl geçirmelerini temenni ediyorum.
Bilmemiz gereken bir gerçeğin altını çizmek istiyorum. O da bir ülkenin gelişip kalkınması ve çocukların çok iyi yetiştirilmesini sağlayacak olan “çok kaliteli öğretmenle birlikte, gerçekçi eğitim- eğitimle olur”. İnsanlığın yaşam boyu geleceği, aileden başlayan süreci, öğretmenin bilgi ve beceri kazandırmasıyla tamamlanır. Öğretmenlerin görevleri, sadece okul içiyle sınırlı değildir. Onlar toplumun için de varlıklarını sürdürürken, yerine getirmeleri gerekli olan görevleri de vardır. Bu görevlerden her hangi birisinde eksiklik olduğunda, bu eksikliğin nedenlerini düşünmek zorundayız. Bugün ülkemizde 11 milyon, dünyada da 100 milyonun üstünde çocuk okula gitmektedir. Bu çocukların yarısından fazlası da kız çocuklarıdır. Öğretmenler hiçbir ayrıcalık yapmadan, eşitlik ilkesi içerisinde görevlerini yapanlardır
Bütün bunları dikkate aldığımızda, Öğretmenlerimizin de çocuklarımıza daha iyi gelecek vaat etmesi açısından, SAĞLIKLI BİR YAPI İÇİNDE YETİŞTİRMELERİ GEREKMEKTEDİR. Bu durum ülkemizin birlik ve beraberliğinin devamı açısından çok önemlidir. Öğretmen yetiştiren okulların, özel bir ayrıcalığının olması gerekmektedir. O zaman kaliteli insan ve gelişmiş bir ülkenin huzurlu vatandaşı olmuş oluruz.
Ne var ki, bizler genellikle öğretmenlerin sorunlarını bilmiyor ve bu sorunların ortadan kalkması için bir gayret sarf etmiyoruz. İş böyle olunca da, “eğitim-öğretimde” ortaya çıkan farklılık bir takım olumsuzlukları, beraberinde getirmektedir. Bu olumsuzlukların ortadan kaldırılması maksadıyla, uluslararası düzeyde oluşturulan bir yapılanmanın sonucunda, öğretmenlerin sorunları ele alınmış ve nelerin yapılması gerektiği karara bağlanmıştır. Bizimde öğretmene bakışımız bu yönlü olması gerekir. O nedenle öğretmenlerin ekonomik ve sosyal sorunlarını çözme kavuşturulmalıdır. Dünyanın birçok ülkesi öğretmenlerinin yaşam seviyesini standartlıktan çıkarmış olup, olması gereken şartları sağlamıştır. Ülkemizin geleceğinin şekillenmesine emeği olan öğretmenlerimizin her türlü ekonomik ve sosyal hakları dünya standartları seviyesine çıkarılmalıdır. Ancak o zaman öğretmenlik mesleğini birinci derecede kaliteli duruma getirebiliriz. O zaman, istediğimiz ölçütte bir sonuca ulaşmış oluruz. Öğretmenlerimiz, sıkıntı yaşamadığı zaman, temel görevi olan öğretmenlik mesleği dışında hiçbir arayış içinde olmaz. Tam anlamıyla tarafsız bir biçimde ülkemizin gelişip kalkınmasında yer alacak nesillerin yetiştirilmesinde gayret sarf etsin. 5 Ekim Dünya Öğretmenler Gününün ana teması, “DAHA KALİTELİ ÖĞRETMEN, DAHA KALİTELİ EĞİTİMDİR.”
..
Sevgili okurlarım, bugün öğretmenler günü olması münasebetiyle emekli bir öğretmen arkadaşınız olarak, sizlerle birkaç hususu paylaşmak istiyorum.
Bugün ülkemizde eğitim -öğretimde hizmet sunmakta olan 800 bin öğretmen mevcuttur. Bu öğretmenlerimizin konumu düşünüldüğünde, kutsal görevlerinin karşılığında nasıl yaşadıklarını gözden geçirmemiz gerekmektedir. Öğretmenlerin yoksulluk içinde yaşadıklarını bilmeden ve durumlarını düzeltmeden, günlerini güncelleyerek kutlamanın pekte işe yarayacağını düşünmüyorum.
Günün koşullarında yoksulluğun pençesine düşmüş olan ve birçok kültürel değerlerden mahrum kalan, görmesi, bilmesi ve öğrenmesi gereken bilgilerden yoksun bırakılan öğretmelerin günlerini kutlasak ne olur, kutlamasak ne olur.
Öğretmenleri mutlu etmek istiyorsak, ülkemizin geleceğini düşünüyorsak, bir an önce gerekli olan bütün tedbirleri almalıyız. Öğretmenlerin sorunlarına bir an önce çare bulmalıyız.
Gördüğüm kadarıyla bu zihniyetle ne bir çare, nede bir önlem alınacağa benzemiyor. Çünkü benim gibi düşünürsen varsın mantığı her daim olumsuzluğun içine ve bataklığın sonsuzluğuna götürür. Kaldı ki, sendikalaşma sürecinde, pozitif bilimin hiçe sayılması adına ortaya çıkan, sözüm ona öğretmenim diyenlerde, öğretmenlere zülüm etmeye başlayan sendikada var oldu. Hal bu iken, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemlerinde çok önemli bir sözünü sizlerle paylaşmak istiyorum. Mustafa kemal Atatürk diyor ki: “Öğretmenler, bu vatan sizden fikri hür, vicdanı hür nesiller ister.” Bu düşünce gerçekleşmediği sürece, gerçek bir yurt severin yetiştirilmesi mümkün olmayacaktır. Olması da mümkün değildir. Zaten olmuş olsaydı, bu günkü eğitimin yazboza dönmesi mümkün olmazdı.
Mustafa Kemal Atatürk’ün milli eğitimin, milli kavramlarının ülke geleceği açısından önemini vurgularken, bu günleri düşünmüş olmalı ki, “Muallimler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.” Demiştir. Bunları söylerken, tek vücut bir aydınlanma ateşinin yakılmasını istemiştir. Yoksa göstermelik olarak, 24 Kasım’ın Millet mekteplerinin Başöğretmenliğinin kabulünün pekte önemli olmadığını söylemiştir. Nedenine gelince, Türkiye Büyük Millet Meclisinde Başöğretmenlik Unvanı verildiğinde, söylediği bu söze dikkat çekmek isterim.
Mustafa Kemal Atatürk, diyor ki, “sizler ve bizler bu davanın tek adamıyız ve hepimiz başöğretmen olmalıyız, aksı halde bu cehaletin üstesinden gelemeyiz.”diyor.
..
BAŞ TACIM ÖĞRETMENLER' İM
24,KASIM ÖĞRETMENLER GÜNÜ,,,,
Canım öğretmenim
İlk A,B.C, ve diğer 28 harfi ve
Baş öğretmen Mustafa Kemal Atatürk'ü
..
Bana, sevmeyi öğreten öğretmenlerim,
Siz bu bahçenin gülleri ben de neferim,
Elinizde meşaleler var, ben de fenerim,
Bana, sevmeyi öğreten öğretmenlerim.
Öğrenmenin hiç yaşı olmaz ki derdiniz,
..
Işığım oldun karanlık yolumda.
İyilik meleği oldun kolumda.
Sesin yankılanır sağımda,solumda.
Benim canım öğretmenim.
Okulun o ilk yılları seni gördüm.
Canımdan çok seni sevdim.
..
24 Kasım Cumartesi (Öğretmenler Günü) Boğazlıyan İlçemizde “Yağmur Altında! ” konulu bir şiir dinletisi vardı. Programın organizesini dernek üyemiz şair Dilek Hokkaömeroğlu yapıyordu. Hem ona yardımcı olmak hem de şiir dinletisinde buluşmak arzusuyla cumartesi günü Boğazlıyan’a geçtik. “Yağmur Altında” şiir dinletisi Boğazlıyan Öğretmen Evi’nde yapılacaktı.
Topluma saatinden önce ulaşıp konukları karşılamak umuduyla salona geçtik. Şair-ozan dostlarımız birer ikişer salona girip tatlı bir muhabbete başladı. Sorgun’dan Ozanlar Derneği adına katılan Aşık Derdiyar ile Öz Ozanın atışmaları ilgiyle takip edildi. Program öncesi tatlı bir muhabbet yaşandı. Yozgat ekibi olarak önce biz ulaşmıştık salona, daha sonra Sorgun ekibi geldi. Ardından da Kayseri ekibi salona giriş yaptılar.
Şiir şölenlerinin en güzel yönlerinden birisi kaynaşma ve dostluklara kapı aralaması, ikincisi de ilin ya da ilçenin tanıtımına katkı sağlamış olmasıdır. Dilek Hokkaömeroğlu Boğazlıyan’da bir ilki gerçekleştiriyordu. Her zaman için ilklerin tatlı bir heyecanı oluyor. O tatlı heyecanı sayın Hokkaömeroğlu ile birlikte yaşamaya çalıştık.
“Yağmur Altında! ” şiir dinletisine az sayıda (ama seçkin) bir şair grubu davet edilmişti. Sorgun Şairler-Ozanlar Derneği Başkanı eğitimci-şair-yazar Durali Doğan hoca ekibiyle birlikte oradaydı. Kayseri Şairler Yazarlar Derneği Başkanı Süleyman Karacabey ekibiyle oradaydı. Sarıkaya Şairler Yazarlar Derneği Başkanı Kelami Akdemir oradaydı. Yozgat Şairler ve Yazarlar Derneği yönetimi olarak biz oradaydık.Sorgun Ozanlar Derneği adıına Aşık Derdiyar aramızdaydı. Elbette üyemiz, arkadaşımız, Dilek Hokkaömeroğlu’nu yalnız bırakamazdık.
Dilek hanım hummalı bir çalışma yapmış, tüm hazırlıkları tamamlamış, Ona büyük bir özveri ile yardımcı olan, anasınıfı öğretmeni Zübeyde Hokkaömeroğlu ve çiçekçi kardeşimiz Songül Dündar’a katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz. Emekli öğretmen Abdullah Derin’e, sürücü kursu sahibi Yusuf Kurucu’ya ve Okan Yaşar’a teşekkür ediyoruz, emeklerine sağlık.
24 Kasım Öğretmenler Günü’ne denk gelen Boğazlıyan Şiir Dinletisi Öğretmen Evinde gerçekleştirileceği için tanışma faslından sonra salona geçtik. Gerçekten de Dilek Hanım çok çalışmış; en ince detayları bile düşünmüş, organizeyi eksiksiz olarak başlattı. Şiir muhabbetine hazır halde geçtik salona. İzleyiciler arasında CHP İlçe Başkanı Mustafa Karaman, Başkan Yardımcısı Ahmet Peker, Ticaret Sanayi Odası Başkanı İsmet Alparslan, Öğretmenevi Müdürü Fatih Alparslan, yardımcısı Mustafa Balım ve eğitim camiasından bir çok dostumuz oradaydı. Şiire duyarlı, seçkin bir izleyici grubu salonu doldurmuştu.
Şiir şölenine yaklaşık 30 kadar şair arkadaşımız davet edilmiş, bunların çoğu salondaki yerini almıştı. Program, eğitimci arkadaşlarımızın müzik korosuyla başladı. Şiirlerle devam etti,Soy- Ser adına katılan Aşık Derdiyar ve Öz Ozanın atışmasıyla sürdü. İstanbul’dan katılan Karaca Kızın söylediği güzel eserlerle büyük alkış toplamayı başardı. Arkadaşımız Kelami Akdemir’in Türk Sanat Müziğinde seslendirmiş olduğu parçaları dinlemeye değerdi. Hoş, tatlı güzel bir şiir muhabbeti oldu.
..
Ö ğrencilik günlerimi hatırlıyorum ilk hatırladığım öğretmenim
G üzel günler yaşadım çok güzeldi hayatım benim
R esimlere baktım hep eski günlerimi aklıma getirdim
E n güzel hatıralar unutulmuyor sanki hayalde gibiyim
T ürkiye'nin cefakar insanları benim değerli öğretmenim
..........................................................................................
M üzik benim ilkokulda en sevdiğim bir dersti
..
Heykel tıraş taşa, öğretmen insana şekil verir. O billur gibi su, tertemiz hava, verimli topraktır. Karanlıkları aydınlatan ışık, gökyüzünde buluttur.
Yağmur yüklü bulut, esen rüzgar, yağan yağmurdur öğretmen. O, arkadaş, sırdaştır. Öğrenci ailesine açamadığı konuları öğretmenine açar.
Sokaktaki insanların hemen hepsinin birer öğretmeni vardır, hatta daha fazla. Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar ve daha birçok devlet ricalini de yetiştiren çile insanı zengin gönüllü öğretmenlerden başkası değildir.
Başarılı bir siyaset ve ticaret adamı bulunduğu mevki ve makama öğretmenlerinin çabasıyla geldiklerini unutmamalıdırlar. Öğretmen, öğrencisini yetiştirmek için kendi hayatını riske atar. Kim olursa olsun öğretmenini yok sayarsa, nankörlük etmiş olur. Öğretmenlik hem çok zor, hem de çok şerefli bir meslektir.
Bu vesileyle tüm meslektaşlarımın ÖĞRETMENLER GÜNÜ nü kutluyor, sonsuz aleme göç edenleri rahmetle anıyorum.
..
Bütün anneler kutsaldır; ayaklarına sermişler kutsal cennet
Tüm kötülüklerin anası yalandır,kötünün ise yeri cenennem
Her adam olacak bebek kutsal bir melek bilir kendi annesini
Bebek,bir toprak,bir yol,bir fikir ve vatanı görmeli annesini
Sen sen olamazdın,ben ben olamazdım olmasa idi kutsal anne
Zengin ve fakiri,makamlı ve makamsızı her insan canım anne
..
...................sevgili ilk okul öğretmenim Esin Işık için
Öğretmenler günü her öğretmen
Hatırlanmayı bekler
Öğrencilerinden
Haydi öğrenci olun yeniden
..
Hala yanaklarım ıslak
Hala sarıldığın boynum sıcak
Hala anıların taptaze
Ve hala en güzel hediye
“Öğretmenler günü “
Senin yanağıma kondurduğun buse…
..
Sayın Başkan,
Sayın İl Genel Meclisimizin Saygın Üyeleri ve Değerli yöneticileri.
Bugün “5 Ekim Dünya Öğretmenler Günü,” Bu gün Birleşmiş Milletlerin Eğitim Bilim ve Kültür Örgütü olan (UNESCO) tarafından 1994 yılında kabul edilen ve o günden buyana, “Dünya Öğretmenler Günü” olarak, kutlanması nedeniyle bütün öğretmenlerimizin çok önemli olan bu gününü kutlamak maksadıyla, şahsım adına söz almış bulunuyorum. Sözlerime başlarken hepinize saygılarımı sunarım
Sayın Başkan,
Sayın İl Genel Meclisimizin Saygın Üyeleri,
Bir ülkenin gelişip kalkınması “çok kaliteli öğretmen ve kaliteli eğitimle olur”. Öğretmenlerin görevleri, sadece okul içiyle sınırlı değildir. Onlar toplumun içindede varlıklarını sürdürürken, yerine getirmeleri gerekli olan görevleri vardır. Bu görevlerden her hangi birisinde eksiklik olduğunda, bu eksikliğin nedenlerini düşünmek zorundayız. Bugün ülkemizde 10 milyon, dünyada da 100 milyonun üstünde çocuk okula gitmektedir. Bu çocukların yarısından fazlası da kız çocuklarıdır.
Öğretmenlerimizin, çocuklarımıza daha iyi gelecek vaat etmesi açısından, SAĞLIKLI BİR YAPI İÇİNDE YETİŞTİRMELERİ GEREKMEKTEDİR. Bu durum her bakımdan çok önemlidir.
..