Siz hiç…..
Öğretmen oldunuz mu
Yaşamınızda
Ağladınız mı yapamadıklarınıza
Ya da inlediniz mi hiç
Algılarınızdan
Dayak yediniz mi öğrencinizden
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Çağdaş Öğretmenlerinin ve aydınlığa inancıyla tanıdığım siz değerli öğretmenimin gününü kutluyorum..
Saygılar..
Siz hiç…..
Öğretmen oldunuz mu
Yaşamınızda
Ağladınız mı yapamadıklarınıza
Ya da inlediniz mi hiç
Algılarınızdan
Dayak yediniz mi öğrencinizden
Ya da sürüldünüz mü
Ülkenizden
Duyumsadınız mı
Evrensel geleceği
Hiçliği yaşadınız mı
Yaşamın gözlerinde
Peşine düştünüz mü özgürlüğün
Alev-alev
Düşsel yangınlarda
Bir kova su bulabildiniz mi
Sevdanıza
Şaşarım bulduysanız
Siz ÖĞRETMEN olamazsınız.
İşte böyle...
Her mesleğin 'allanıp pullanan' ön yüzünün gerisinde çilesi vardır..
Hele öğretmeninki.....
Öyle bir köye düşersiniz ki, 'ağadır' ilk amiriniz... Onun ardından 'beslediği yalakalar...'
Muhtemeldir ki 'iktidara' yamanmışlardır. Gözdağı vermelerine, hakaretlerine gelin de sessiz kalın...
Artık köyün 'süzme imamı' teftiştedir... 'Hocaefendi' diye başladı mı söze, ne öğreteceğinize kadar gider ucu...
İşte burada başlar 'aydınlıkla karanlığın', özgürlükle bağnazlığın mücadelesi...
Yine muhtemeldir ki 'köy köy, il il' dolaşmaya başlarsınız... Adına 'tayin' denir de, sürgündür Türkçesi...
Yükünüzün dengini bozmamaya alışırsınız... Çoluk, çocuk eşiniz de alışır... Her vardığınız yerde 'kuşkuyla' karşılanırsınız...
Zor olur 'dost, arkadaş, konu komşu' bulmak...
'Eli çantalılar da beller' sizi... Sıkça sınıfınıza girilir, teftiş bahanedir...
Ve artık 'göz hapsi' denilen ilkellik sıradanlaşır...
Yıllar geçer... Ya kabullenir, silikleşir, 'kişiliğinizden ödün verir', bir güçlü aranır, 'olur efendim' sözünü ezberlersiniz...
Ya da her haksızlık sizi az daha biler, mücadele azminizi sivriltir, bir yandan işinizi 'eksiksiz yaparken', diğer yandan 'güçlüden daha güçlü' olmayı öğrenirsiniz!
Evet... Öğretmen sadece 'ÖĞ-RE-TEN' değildir, yaşamın tüm çirkinliklerine karşı savaşmayı da 'ÖĞ-RE-NEN-DİR!'
Ne mutlu böyle bir öğretmene rastlayıp, onun elinden 'su içilebilen' öğrencilere...
İşte budur öğretmen, gerçeği budur...
Haklısınız İrfan Öğretmenim... Mesleği 'torpil peşinde koşmak' gibi anlayıp, suya sabuna dokunmayanlara bilmem ki ne ad verilir?
Şiirinizle dertleştim... 'Öğretmenler Günü' kutlansın... İyi de, 'gerçekleri de' yazıp, çizmek gerekir...
İçtenlikle kutluyorum, 'günün şiiri' için...
gününüzü sevgi ve saygıyla kutluyorum
Hocam,sanki yasayarak kaleme almissiniz,oldukca hüzünlü,duygu yüklü bu degerli siiri.Anlatilan;günümüzde bile hala var olan ögretmenlerimize ait problemleri nakis nakis cokta güzel islemessiniz bu degerli siirinizde.Ögretmenler gününüzü bir kez daha kutluyor,esenlikler diliyorum.Selam ve saygimla.
Bir başka pencereden baktırdı bu anlamlı şiiriniz ..Kutluyorum kaleminizi İrfan Öğretmenim...Bu anlamlı günde sizin ve tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutluyorum ..Vefat edenlere de başta Bas Öğretmen Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere Tanrıdan rahmet diliyorum.
Saygılarımla
öğrenci olmak en güzeli hocam.. :)) sizin ve tüm aydın öğretmenlerimizin gününü kutluyor, saygılar sunuyorum.. teşekkürler şiire..
Sevgili Öğretmenim,
Öğretmenin ülkemizdeki içinde bulunduğu durumu özetleyen anlamlı dizelerdi.....öğretmenlerin değerinin bilindiği ve öğretmenliğin anlaşıldığı aydınlık günler....güzel çalışmaydı....emeğinize sağlık.....nicelerine...
selam saygı şiir ve şairi öğretmenimedir....
Hiçliğe tanıklık etmek sevdanın yangınında erimek ve susuz kalmak..Daha da fazlası yapamadıklarından göz yaşı dökmek.. Bunun için her öğretmen gerçek öğretmen değil.. çakmaları da var..
Çok güzeldi öğretmenim.. Bu güne yakışan şiiri ve şiir yüreğinizi saygıyla sevgiyle kutluyorum...
İrfan Bey,
Öğretmenleri güzelce ifade eden değerli çalışmanızı ve sizi alkışlıyorum.....Emeğine sağlık.....Nicelerine....
Selam saygı sizedir....
Bu şiir ile ilgili 12 tane yorum bulunmakta