Oğluma! ...
Pişmanlık ve sonrası
Bir kasım günü aldım haberini.
Büyük bir şaşkınlık içinde …
günler geçti….
babalıkla ilgili kitaplar okumam istendi.
ama ben hep reddettim nasıl olurda baba olmayı
bir kitaptan öğrene bilirdim…
yazılamazdı bazı şeyler,ancak yaşanabilirdi.
Baba olmak gibi…
Bekledim seni oğul telaşlı,ürkek,belirsiz, bir emanetçi gibi.
günler geçti ve bekledim ben seni
dört mevsiminde dolaştırdım Anadolu nun,
bir ekin tarlasının buğday sıcağında
ve bir kırkikindi yağmurunun gürleyen ürpertisinde
bir Akdeniz şehrinde açtın gözlerini dünyaya
ve ne müthiş mucizesin ki sen
daha saniyeler önce sevgililerin yücesi Allah la kucaklaşan sen
sen mavi gözlerinle bir tuhaflığı seyreder gibi
“Bana ne oldu? Ben neredeyim? Siz kimsiniz? ” der gibi
aleme,sevgiliden seni ayıran bu dünyaya,baktın
Baba olmak! bu mucizeyi ellerin de taşımak
ne kadar ağır, ne sırlarla ne müthişliklerle dolusun oğul.
büyük bir şaşkınlık, ne yapmalıyım tedirginliği.
Ne yapmalıyım? ………..
Eminim anlatılmaz bu …..
ve seni henüz daha anlamlandırma telaşı içindeyken
kaybetme endişesi ve baba olma
sen çarpışırken hayatla, kanarda oturup olaylara seyirci kalma
öldüren bir bekleyiş ve dua ………….
Pişmanlıklar ve hep söz verip tutamama ………
sen ise kırık bir oyuncakla hayata bağlanış
bir baba şefkati ve çaresizlikler içinde meleklerle dans ediş,
bir huzur, ellerin hayatın anlamı
ve sen oğul babanın yok oluşunda bu yükün yeni hamalı.
yükünü biliyorsun ancak inlemiyorsun
konuşmuyorsun belki ama
baba ben …ben…….. diyorsun
senin varlığın yüceltiyor ve senin varlığın öğretiyor hayatın manasını.
aslında sen öğretiyorsun babanın ne demek olduğunu…
Büyüyorsun ve beni tanıyorsun
ben arkası yarınlarda
sen elinde kırık oyuncağın..
tekerleğini kırıyorsun baba bunu yap diyorsun
bir damla baba sevgisi için benim peşimde koşuyorsun.
yapıyorum bahane beşiğini hiç yüzüne bakmadan
ve ellerine veriyorum hiç başını okşamadan……..
Sen beğenmiyorsun tekrar kırıyorsun baba baba….
Ötesini diyemiyorsun.
sana annene diyorum ama anne de…. Baba diyorsun
ve kalıyorsun kırık oyuncağınla baş başa
unutuyorum seni oğul
ve her defasında affederek sen bana baba baba ………… diye hatırlatıyorsun.
ben kopuyorum ve sen bana daha sıkı sarılıyorsun
Büyüyorsun son çırpınışların
baba lütfen diyorsun
benim kollarım sana kapanıyor
ve bakışların yerde
eskiden…. eskiden diyorsun en azından sözler verirdin tutmadığın
tutamayacağın sözler diyorsun
şimdi unutuyorsun beni, unutuyorsun baba diyorsun
Ben artık daha da uzaklaşıyorum senden
sana karşı daha da tahammülsüz oluyorum
ve bir kere kirletmeni istiyorum ellerini,
üzerine yemeğini bir kere dökmeni ,
bir kere söylediğim her şeye kusursuz itaat etmeni ……..
yaptığın her biri aşan yanlışlığında ben daha da öfkeleniyorum
sana ve cezalar bombardımanı
sen minik ellerini uzatıyorsun bana
henüz sevinci doyasıya yaşamamış gözlerinle
ve belli belirsiz konuşmanla:
Bir daha yapacak mısın? sorularıma
“ He! Bir daha yapmayacağım baba.” diyorsun
aslında çocukken çocuk sayılmadığımı
her şeyi bir yetişkin gibi anlayıp
bir hatta payım varken ikinci yanlışı yapmamamı anlıyorum diyorsun
ama baba diyorsun ben ……….
Ve korkuyorsun söylemiyorsun oğul
öyle bir bakıyorsun ki bana “kurtar beni baba” diyorsun
söz baba bir daha asla diyorsun
Seni anladım oğul bana neyi anlatmak istediğini
ve bana son bir kez ne olur her gün verdiğin benim son bir defa daha dediğim
şansı ver oğul ve kırık oyuncağını yere at
ben artık sayende baba oldum oğul.
18 Mart 2007
Saat 23.42 pişmanlık sonra
Kayıt Tarihi : 11.11.2010 19:52:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!