Güneşten bir neşter,
Yarıyor bileğini,
Baştan sona.
Bi sonu yokmuşçasına
Yada hep bir sonu varmış gibi.
Kanatları kızıl bir kırlangıç
Süzülüyor ilk başta
İçeriden,
Düşüyor toprağa.
Bir tane daha
Sonra bir tane daha.
Her biri söylemek istediklerin,
Bilmelerini istediklerin.
Yine toprak biliyor
Yine kum,
Yine anne.
İlgilendirirmiş gibi bu saatten sonra
Düşünüyorsun…
Kanımla ıslanan toprak
Yine neye gebe,
Hangi güzelliğe.
*
Tüm dağlar benim karnım diyor
Toprak,
Annelerin tıpkısı bir gülümsemeyle.
Nice altın örgülü kızlara
Gebeyim
Elleri bembeyaz ufacık.
Her ağaçta vardır gençliğim
Bereketli ve üretken
Her ormanda vardır yaşlılığım
Yaşım sayısız yapraklar kadar
Rastgele bir tarafı gösteriyor
Rüzgar elleri.
Gitmeseydin evlat,
Bak Binlerce güneş daha doğacak…
*
Çok ağladım diyor sonra
Suratı asılıyor gri bulutlarla,
Gözyaşlarım okyanuslarımdır,
İç çekişlerim bulutlardır
Çünkü
İnsandır en büyük günahım…
*
Rüzgardan elleriyle
Okşuyor yüzünü.
Binlerce yağmur damlasıyla
Öpüyor bileğini.
Afallamış ıslak kırlangıçlar,
Yüzlercesi etrafta
Söylemek istediklerini
Ötüyorlar.
*
Kapanırken gözlerin,
Biliyormuşçasına son isteğini
Okşuyor başını.
Ve rüzgarının değdiği
Tüm yapraklarıyla
Beraber
Söylüyor her zaman ki
Ninnisini
Kayıt Tarihi : 6.8.2016 12:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!