bugünlerde cok fazla
üstsme geliyorsun
eyvallahim yoktur benim
en iyi sen biliyorsun
bir anlik öfke ile
her$ey birden yok olur
..
Ülkeyi ele geçiren öfke ile
Ülkeyi ele geçiren korku
Cephe aldı birbirine…
parladı silah tüccarlarının gözü.
Körükle gitti kalabalık üstüne
Deliye dönen kalabalık
..
Bir anlık öfke taşınca sel gibi
Neye yararki özrün tatlı dili
Nasıl sarsın yaralı kalbimi
Bin pişman olsanda çıkmıyor dikeni
Af etmek büyüklüktür deselerde
Damla damla küçüldün gözlerimde
..
Kaç sözün kulaklarımda asılı kaldı bilir misin
yüreğimin hançeri oldu kızgın bakan gözlerin
oysa; ben sana hep sevgiyi ve şefkati yakıştırmıştım
öfke dalgası kabarmadan daha gözlerinde yatıştırmıştım
Affetmek sana yaptığım çaresiz bir iyilikmiş
bırakıp gitmek vefasızca, senin bildiğin işmiş
..
İşsizlik doludizgin, onur, özgüven paspas;
Diplomadan değerli küspe çıktısı melas;
Öncelik iç barışı doğrar öfke zoruyla
Milyoner ve bungun er arasındaki makas...
* Melas: Şeker üretiminde ortaya çıkan ve hayvan yemi olarak satılan posa.
..
Öfke damarlarımdaki kanı ateşlerken;
Sabır suyuyla soğuturum yürek yangınını;
Amma velakin inceden bir sızı kalır,
Başım düşer önüme....
İnsan! ....
Kirletmişse ruhunu bir pula,
Ne etsen kar etmez temizlenmeye....
..
İlkokul kitaplarımdan birinden anımsarım. Büyük önderimiz Mustafa kemal Atatürk halkının sevgi gösterilerinden mest olmuş bir şekilde iken yanındakinin sorusuyla kendine gelir;
“Efendim, bir şeyiniz yok ya? ”
“Hiç bir şeyim yok. Siz mutlaka sevmişsinizdir. Ama hiç sevilmenin mutluluğunu tattınız mı? ”
O bu ülkenin kurtarıcısıdır. Sevilmek onun için normaldir. Onun kadar çok olmasa da hepimizin sevenleri vardır.
Çalıştığım bir şirkette bir özel işim için bir arkadaşımdan ricada bulunmuştum. İşi gereği tanıdığı bir arkadaşına telefon etti. Bir süre görüştüler. Sesini benim duyamayacağım seviyeye indirerek sürdürürken yine de bir sözüne tanık olmuştum; “Ama bu kişi kendisini kıramayacağım bir ağabeyimdir.”
..
çıkmamıştı daha sevişmemizin kokusu odamızdan...hüzün vardı...çiçekleri solduran bir öfke vardı...yağmur yağıyordu...okudum gözlerini....
sevişmekten çok sevilmek ister bir kadın....dağların yücesini görmek ister sevdiğinin gözlerinde....koca koca laflar istemez küçük kaleler yapsın ister sevdiğinden...mutluluk dolu sevgi kırıntılarından...
bir kadın sevişmekten çok sevilmek ister...acıtan eller değil okşayan bakışlar ister sevdiğinin gözlerinden....güç ister ama kaslarda değil yürekte güç ister..
..
bir kadın çiçekse erkektir toprağı...ne kadar sıkı tutarsa kökünü o kadar açar çiçekleri...sevgi ve aşk ile emek ile gözyaşları döker güçlendirir toprağını...gülüşü güneştir besler aşkı...
sevişmekten çok sevilmek ister bir kadın......erkeğin kolunda dünyayı gezeceğine gözlerinde aşkı gezmek ister....kaybolmak ister her renginde aşk dolu bakışların...nezaket ister....okşanmak ister ruhu.....
ayakta ne kadar güçlü hissetse de bir serçenin yağmur telaşı gibi sığınmak ister sevdiğine....sevmenin aşkın tüm anlamlarını yükleyerek yüreğine....
..
Gel uzak kalma öyle
Yüzünde öfke olsun
Bul da bir yalan söyle
Öfkene neden olsun
İçten duy içten iste
Gelecek senin olsun
..
Özlemler bitmiyor.
İsyanlar öfke...
Göz yaşlarım yakarış
Çığlıklar hep olan
Çağlayanlar gibi yakarır.
Sana doğru....
Sana doğru...
..
Gönlüm kırık anılardan her yerinde yeis var
Mağlup oldum asrıma, yadımda dün var
Mezelletler,zilletler halka oldu boynuma
Filistin de kan, Irak ta kan her yerde kan var
Asırlardır ricatta Tanrı dağından gelen ırk
Peygamber çıkaran ırkta bugün zalim var kral var
..
Ben ki Bu DağLara ferMan Yazanım,
Ben ki AcıLara Kuyu Kazanım,
Ben ki AyRıLığa öFke KusAnım,
Alacağım Bir Gün Seni buNu BiLesin..
Sen ki Bana umuT veRensİN,
Sen ki TatLı TatLı GüLensiN,
..
Yolun Açık Olsun..Bitirdin Bende ki Seni..
Evet Bitti..
Şimdi ne Kadar da Yalvarsan Geriye dönüş yok.. Sende ki Beni Bitirmeden Önce İyi Düşünseydin.. Artık Dönüşü Olmayan Yoldayız.. Her İkimizde Perişan ve O kadar da Öfke doluyuz.. Yine Karamsarlığın başına dert açtı ve yine Kıskanmaların.....
Bu Sözlerimi sakın Yanlış anlama seni sevmiyorum demiyorum, Seni Hattinden çok Yüreğimle, Çoçuk Dolu Kalbim İle Tüm Benliğimle Çok Seviyorum...
Biliyormusun artık Suskunum, Susacamda...
HerGün Susacam, her gece, her saat ve her dakika KONUŞMAYACAĞIM... Poyraz Dolu Rüzgar Gibi ESMİYECEĞİM, SaĞnak Dolu Tufan Gibi YAĞMAYACAĞIM.. Baharda tomurcuklanan Papatya misali gibi AÇMIYACAĞIM, Yaz geldiğinde AĞustos Böceği gibi Şarkılar SÖYLEMİCEĞİM artık... Bende ki seni kaybettin artık Dönsen ne Fayda.. Konuşmak yasak bundan sonra bana, Dertlerimle BaşBaşa Kaldıktan Sonra, Tüm Benliğim Kaybettiğim Anda DÖNSEN NE FAYDA...Sabah oldu Gözlerimi Açtım,Bende kararimi verdim Seni unutacagim.. Gözlerim, Gözlerim Yaş Tutsa da, Ömrüm Felaketlere Girsede, Zor olsada bu belki Bunu basaracagim Dönsende ne fayda artik canim Anladim mecburum buna ve bunu basaracagim....
..
Gazeteler...
Okunmaz oldu bugünler de gazeteler
Hepsi,çarşaf çarşaf cinayet haberleri dolu
Ne oldu sana memleketimin güzel insanı
Nedir bu bitmez kin,neden kalbin öfke dolu...
..
Her gecem yeni bir kazanın başlangıcı sende
Sonra enkaz toplama çalışmaları
Sağlam bir kıgınlık, hafif öfke, kusarım söylemediklerimi yüzüme,
Aynaları sevmem öylesi zamanlarda işte
Susma söylelerin yakarışları dilimde
Bir de cismin gelince
..
Kolu kıranı bırak, asorti yene bak sen! ..
Ye kürküm ye sözünü sık sık diyene bak sen! ..
Erken ötene öfke ve devamında cinnet,
Dost için çil horozu, çiğ çiğ yiyene bak sen! ..?
* Asorti: Giyimde uyum.
..
Ömrümüz resimli kitap
İlk yapraklar harap
Eski resimlerde genç yüzler
Yeni resimlerde yorgun gözler
Bu tezat…
Eşittir hayat
Hüzün, aşk, öfke, özlem, sevinç
..
Yaşamak gelmiyor içimden artık
Öylesine dertli, öylesine üzgünüm
Bu dünya hiç bir tad vermiyor artık
Aldığım nefese, cana küskünüm
Herşey boş anlamsız şimdi gözümde
Bin öfke, binbir nefret herbir sözümde
..
Bir sabah o en sevdiğim kokunun sindiği odanın bir köşesinde sırılsıklam sensizliğe uyandım,gitmiştin,dün gece mutluluğu astığımız askıda eskiden kalma pasaklı hüzünler kalmıştı bana,gücenmedim sana,belki senin hakkın değildi ama seninle gelmişti mutluluk.
Çaresiz hüzünleri giyindim,anılarla dolu odanın duvarlarına çılgınca çarparak kanattığım bedenime,kulaklarımda sesin bozuk plak gibi “senden vazgeçemem” sözcükleri yankılanırken, ben sebep arıyordum gidişine, üstüme yürüyen dört duvar arsında …
Atamadım kendimi dışarıya, ne kapı bana gelebildi ne de elim pencereye yetişti, utandım beklide sensiz çıplak hissettim kendimi,korktum belki de seni bana sormalarından, o gitti demeye dilim varmazdı ardından, bir gün gidebileceğin aklıma gelmediği gibi gittiğini de düşünmek istemedim…
Düşünmedim bile, ta ki; güneş ümitlerimi de alıp kızıl mavinin diğer yakasından köşesine çekilene kadar, İşte o an yokluğun karanlıkla harmanlanıp çöreklenirken üzerime aklımda bir tek sen vardın ve hasret eritirken içimdeki bir şeyleri siteminden doğan öfke dalgaları yıpratmaya başladı, yetmedi hayalin, ayakta tutmaya yetmedi, dört koldan saldırdılar kaleme, sen yoktun, direnecek gücümde, haykırmak istedim “beni alt edemezsiniz,bırakın beni,o gelecek kurtaracak beni” diye bağırmak istedim, ama kimi kandıracaktım ki ben bile inanmadım ve çoktan mağlup oldum, istila edildim,esir düştüm ihanetin eline.
..
Sırıtan dişlerin sahibi arkadaş
Öfke dolu bakışların
Anlatmak istediğin olmaz zoraki
Beklentin beklediğin ne deli gibi
Bu ne hırçınlık neden bu öfke
Yaşıyorsan bu alemde böylede olmaz ki
..