Nasıl geçti istiklal yılları, kan, revan içinde, aç ve sefil biliyor musun?
Sana anlatan olmadı mı bunları, yoksa hatırlamıyor musun?
Nasıl oralara gittin de bir ödül için vatanı sattın?
Yanında çorap bile götüremezsin MEZARA bilmiyor musun?
Şimdi sen gerçeklerden habersiz…
Kendini doğruların sahibimi sanıyorsun?
Aldığın ödül gözümde beş para etmez değersiz,
Elinde ki seni arşa mı taşıyacak sanıyorsun?
Sen dün gece bu ülkede rahat uyudun,
Sabah kalktın önce 301 diye tutturdun,
Fransa’ya bir göçmen bileti uydurdun,
Ben söyleyeyim sana, yediğin tabağa ediyorsun!
Bu topraklarda kefensiz yatanları anıyor musun?
Niçin şahadet şerbetini içtiler düşünmüyor musun?
Onlar Vatanın bir karış toprağı için canlarını helal ederken,
Acaba çocukları nerede-nasıl doydu biliyor musun?
Şimdi sana Nobel diye bir ödül verdiler, biraz sende kalacak,
Tarihte sayfan ayrıldı, yerin hazır, o sayfa da senin olacak,
Korkarım ki, bundan böyle Mustafa Kemal’in kemikleri sızlayacak,
Bu millet seni tarih kitaplarında ki, kapkara bir sayfada utançla anacak.
Bak aslanım; harbi olalım, bu şehitler kanlarını sana helal etmezler,
Duydum ki senden utanıyor gaziler,
Sen şehit adlarını sayabilir misin birer, ikişer?
Utanıyor artık senden bu topraklardaki beşer!
Kusura bakma senin için bozamam ağzımı!
İnancım sağlam, asaletim vatanımdan, üzemem anamı,
Birde iki metre kefen aldım her zaman yanımda,
İmanım, şerefim ve haysiyetimi taşıyabilirim sadece mezarıma,
Bak sana yine harbi olacağım, benim adım İbrahim, böyle anılacağım,
O avro’larla sende kendine iki metre kefen al,
Sana tarih kitaplarında kara sayfanı ben ayırdım,
And içtim şehitlerin kanını yerde komayacağım!
Hadi git de! ödülünü güvendiğin ellerden al.
Ankara, 12/12/2006
İbrahim İmerKayıt Tarihi : 13.10.2006 10:20:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
anlatmaya gerek var mı?
her nimetinden faydalanıp,vatanın en güzel köşelerinde lüks hayat yaşayıp fakir edebiyatı yapanlara nasıl bir ders verilmeli bilmek isterim...
Uyan ülkem uyan, kaldır kaşını,
Orhan Pamuk Gazi, nişan takalım.
Her şey Nobel için gör gidişini,
Alkış yetmez alkış! Kına yakalım.
Aydınlık bumudur, kimdendir tuzak?
Görmez Erzurum’u, zihninden uzak,
Şöhreti katlandı bilmem ne yazsak,
Alkış yetmez alkış! Kına yakalım.
Nobel ister adam! Ona vuruldu,
Irakta katliam Orhan kör oldu,
Ermeni, Asala, Pamuk bir oldu,.
Alkış yetmez alkış! Kına yakalım.
Üstadında aynı vatandan kaçtı,
Lenin’di sevdanız, Rusya’yı seçti,
Bırakın bu tavrı modası geçti,
Alkış yetmez alkış! Kına yakalım.
Ömer sen konuşma! Sus arkasından,
Gör ödül alacak kirli basından,
Bunlar böyle görmüş, Can babasından,
Alkış yetmez alkış! Kına yakalım.
11.10.2005 Bursa
Bu Şiiri yazarken Orhan Ödüle sevdalanmış zırvalar savuruyordu ekmeğini yediği vatana...Ve kahin olmaya gerek yok şiirin içeriği tescillendi...
bence o bu dili bilmiyor bile.'.(Prof.Dr Tahsil yücel.-dil bilimci-) ' Orhan Pamuk'un bütün romanlarında dikkatli analiz edilmedikçe anlaşılması kolay olmayacak ve bilinçaltlarına yönelik ustaca yerleştirilmiş sinsi bir Atatürk düşmanlığı vardır...'
(Prof.Dr.Ahmet Taner Kışlalı)
TÜM YORUMLAR (12)