Taşlar zamandır
Rüzgâr
rüzgârın yüzyılları
Ağaçlar zamandır
insanlar taştır
Rüzgâr
Ey sevda, taparlar senin gölgelerden dansına
hayaller ve ışıktan harabelikler,
özlemlerimle sürüklenen gölgelerden,
şimşeklerde yeşermiştir bu can taşıyan ağaç,
şu hayal meyal görüntüler belirmeden.
Bir tanrıdır sevda, çılgın ve karanlık,
Eğer gerçekse beyaz
ışık su lambadan, gerçektir
yazan el, gerçek mi
yazdığıma bakan gözler?
Bir sözcükten ötekine
Adımlarım bu cadde boyunca
yankılanır
başka bir caddede
ki işitirim
adımlarımı
geçerken bu cadde boyunca
Kaya ve uçurum,
daha çok zaman kayadan, bu
zamansız madde.
Yaranın zarı içinden
düşer kımıltısız
Şarkı söylemeye çalıştı
anımsamamak için
yalanlardan oluşan gerçek yaşamını
ve anımsamak için
gerçekler üstüne yalan söyleyen yaşamını.
Soğuk hızlı eller
çeker geri teker teker
karanlığın sargılarını
açarım gözlerimi
hâlâ
yaşıyorum
Bir gün yiter gider
Evren gökyüzünde
Karda iz bırakmaz ışık
Bir gün yiter gider
Kapıları açmaya ve kapatmaya….
"Müzik ve ekmek, süt ve şarap, aşk ve uyku. Bedava. Büyük
ölümcül kucaklaşması birbirini seven iki düşmanın: Her
yara bir çeşme. Arkadaşlar, zamanın sonuna dek sürecek
sonul sohbet için silahlarını iyice bilerler. Aşıklar geçer
gecenin içinden, birbirine geçmiş biçimde, yıldızların ve
gövdelerin birliği. İnsandır insanın besini. Bilgi düş
Gecenin soğuk dudakları
Bir laf eder
Laf sanma taştır
Taş sanma gölgedir
Acının sütunu
Olgunlaşmamış düşünce
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!