Dilsûz-i firakınla uyanıktır efendim
İnan ki kızıl ocak gibi cûş etmede eşkim
Lütfen inanma hakkımda bühtan edenlere
Şimdiki kâfirler münafıktır efendim
Arza yanarak halimi arz eylerim amma
Derdim kime yansam o da yanıktır efendim
..
Baharın, yazın, kışın,
Lapa lapa yağar karın,
Aralık, Ocak ayında başlar kışın,
Kara kış ne soğuk olursun.
Kara kışta sıcakları gördük,
Soğuklarını özlemle anardık,
..
Kalbimi koydum ortaya.
Birisi hiç görmedi, geçti.
Biri bastı, kırdı, paramparça.
Biri tanımaya çalıştı; kimin, ne diye?
Birisi ise aldı, bir daha vermedi.
12 Ocak 2001 İstanbul
..
Bir kuş kondu pencereme
Kanadında mor bir leke
Alıp sevmek istedikçe
Yüreğime verdi darbe.
23.Ocak.2011
..
Yaban Gülü
Uç bakalım yükseklerde, ey yabanın gülü,
Dön dolaş semalarda konağın ocak külü.
14.09.2013 İkitelli-İstanbul
..
Ondukuzunda asik oldum.Yirmisinde askere mars tuttum.Yirmibirinde es buldum.Yirmibesinde boy boy velet.Dilegim kime kimselere olmasinlar külfet.Allah versin ocagima güc ve bereket.Evin icine ates düstü alsana dag gibi dert.Tanri dusmanima vermesin böyle zeval i afet.Koptu hayatimdan yar benim en muhimim nimet.Adim adim karanliga saptanan kendi hücremde müebbet.Nerdeyim nerelerdeyim kimim ben ulan kimim.Kendimi tevvekül edecegim kadar daye,siz cocuklarimin izdirabindayim.Dipsiz koyularda cehhenem den daha ötürü icimde bir yangin.Cocuklarim cocuklarim annem ve ozlem.Yar ellerde muhacir derbeder harab oldum. Suursuz duygularimla geceye yol oldum bir telasim.Bulutlar ay,i gölgelemisti yildizlar benden daha hazin.Sag elimde agactan oyma bavulum sol elimde boynu bükük yanik sigaram.Kirik dökük bittik düslerim. Bavulumda iki cift gömlek bir,de ekmek oda iki dilim.Gece benden ben geceden daha helak.Yürüyorum yillarin yorgunlugundan harab olmus kaldirimlar. Yolun kenarinda binlerce yatan tassiz mezarlar. Ûstlerinde ne bir bitki nede bir sevgi gölgesiz kupkuru agaclar. Yürüyorum yürüyorum bilmeden durdurak Egik basima düsünceler saplanir sanki birer ok.Kendimi evin icinde buldum olmusum adeta bir direk.Öylece kala kaldim öyle sefil ve donuk. Karsimda duran aynaya baktim kendimi bulamadim kendimden.Ellerim karyolanin basinda beynimde uyku uyanik ucurum.Dalmistim derin karanliklara bakiyor gozlerim.Sarilmistim beyaz gül desenli yastigim.Yillar gecsede kokardi håla rahmetli karicigim. Bitkin günesin sabahinda uyandim.Rutubetli tavanli duvarlarda gözlerim.Bir yani küflenmis aile resmine baktim.Düstü gözlerimde yaslar hatiralarla damla damla resme baktim baktim bagrima bastim.Bir filim gibi sardi geriye yilar aniden.iki oda birde kocaman salon bir kösesinde ocak turlu turlu yemekler hele aksamlari baslanirdi konusmalar ondan bundan.Kurulurdu sofralar ve bir alemdi cocuklar huzur ve düzen.Yaz aylarinda toprak ana ana toprak. sirtlarinda bebek karinlarinda bebek.tarlalarda bahcelerde gunes kavurucu sicak. alinlarinda toz ve ter kalamazlardi kimselere minnet. Babalarin ise omuzlarinda yük yükte adeta bir höyük.iyi yada kötü ama mutluluk arkasindaydi o kirik pasli pencerenin
..
Somada, ocak başında, ocağı sönen kardeşim var,
Orada değilim ama yüreğimde hüznün var,
Madende, benim için gözyaşı ve acının adı var,
Ama hüzünlenme “ŞEHİDİM” millette fatihan var.
..
2013
GÜZELLEME
Yâr olabilmek ne güzel bu yüreğe
Sevilmek boylu boyunca gönülde
..
Gençliğine güvenme! Ömür sade bir gündür;
Zaman çabucak akar, gençliğin geçen dündür.
İçindeki bu günü, iyi kullan sev yaşa
Güz rüzgârın eser, kırağı yağdırır başa..
19 Ocak 2009
Noter n. 3616
..
Ölüm son değil, biliriz ki yeni bir baş,
Bu dünya diğeri için hazırlanmış aş.
Umut Çiçeği / Tokat 17 Ocak 2005
..
VARLIĞIN ÇAMURDUR... AKIBET TOPRAK
Selamünaleyküm duyarlı gönül dostlarım. Sizlerle yine yürek sesimde ki incileri paylaşma gereği duydum. İnsanoğlunun yoktan balçık çamurundan yaratıldığı, çeşitli organlarla donatıldığı bir damla meniden çoğaltıldığı, dünya nimetiyle yaşatıldığı halde, Yaradanın varlığına birliğine, peygamberlerine, meleklerine, kitabımız Kurana, hayır ve şerrin Allah'tan geldiğine inanmayıp, haşa kafirliğine devam edip şeytanın yolundan giden niceleri var.
Dünya varlığını mühimseyip, parayı, pulu önemseyip, menfaat uğruna gülümseyip, bataklıkta bulunduğunu fark etmeyip gemisini yüzdürmeye çalışan niceleri var. Yetimin, öksüzün, fakirin, sefillerin farkında olmayıp sadece kendi ekseni etrafında ki yakınlarını tanıyan, onlarla dünyalık zevklerle lüks hayat yaşayan gözleri gerçeklere perdelenmiş niceleri var.
Akıllıyım diye geçinip amel defterinin günahlarla doldurup, zararlı madde ile bedeni soldurup, nefsi arzularına yenik düşen, sonsuz alem yoluna girmek için hastalığını çekerek sırasını bekleyen niceleri var. Dünya da hükmünün ilelebet kalıcı olacağını zanneden nice zalim amir, memur, yöneticiler var.
..
Aylardan ocak
Şehirlerden istanbul
Her rüzgar estiğinde içime doluyorsun
Gözlerin uzak
Gözlerimde istanbul
Bir deniz kenarında gözyaşım oluyorsun
..
Ne umutlar vaat etmiştin, uğrunda ölünen sevgiler
Yok şimdi; uğrunda ölünmeye değecek sevgililer...
28 Ocak 2002
..
sevgili, zehir koysa önüme..
içerim ben bile,bile..
şarap niyetine....
ocak 2012
..
Dertlerine derman olur muyum bilemem
Senin sevginle yeşermeye çalışan kuru bir dalım
Kırılmaya mahkum.
ocak 2005
..
2010 Yılının ikinci günü için dağcı ekip arkadaşlarla Bademli Hacetdede zirvesine çıkmaya kararlaştırmıştık. Ekibimize yeni katılan, hem mahalle hem sınıf arkadaşım, Yaşar’da ilk defa bizimle zirveye çıkacaktı. 02 Ocak 2010 Cumartesi günü sabah saat 07.30 da Göçmen kahvehanesinde buluşarak arabayla Bademli beldesine gittik.
Gökyüzüne baktığımızda yer yer açık yer yer kapalıydı. Gökyüzündeki bulutlar ilginç şekiller oluşturmuştu. Lodosun etkisiyle ılık bir hava vardı. Bademli beldesine geldikten sonra orada ki çeşmelerden sularımızı doldurup, zirveye tırmanmak için hareket ettik.
Bademli beldesinden zirvelere çıktıkça bol oksijeni ciğerlerimize derin derin çekiyorduk. Dere boyu giderken akan derelerin ve şelalelerin müthiş bir görüntüsü vardı. Şehrin gürültüsünden ve kirli havasından uzaklaşıp buraları gelmek için hafta sonunu sabırsızlıkla bekliyordum. Doğa da yürümek bambaşka bir duyguydu.
Yaklaşık bir saatlik bir yürüyüşten sonra yağmur çiselemeye başladı. Yağmurluklarımızı giyip yola öylece devam ettik. Arada bir kuru kayısı, badem, siyah üzüm atıştırıyorduk. Su içmeyi de ihmal etmiyorduk. Yaklaşık yarım saat sonra karabiber büyüklüğünde dolu yağmaya başladı. Yağan dolu eldivenimiz olmadığından ellerimize çarptıkça çok acıtıyordu. Ellerimiz yavaş yavaş üşümeye başlamıştı. Hava belki açılır beklentisiyle yaklaşık böylece yarım saat daha yola devam ettik. Maalesef hava daha da şiddetini artırıyordu.
..
Nedir bugünlerde bendeki sarhoş hali
Canımın canında anlaşılmaz bir hal var
Neden herşeyin bu anlamlı hoş hali...
Gönlümün gönlünde anlatılmaz bir hal var
Göğsümün sol yanında inceden bir sızı var...
Van 17 Ocak 1998
..
Ben eski tiyatro ve sinema sanatcilarindan Talat Artemel'in kiziyim.
"Istanbulluyuk" diyerek Istanbul'u dogum yeri ilan edenlerden degil kusaklar evvelinden Istanbul'luyum. Yirmi alti senedir Bodrum'da yasiyorum.bunun
onyedi yilini sayfamda resmini gordugunuz teknede gemici olarak gecirdim.Izmirde yasiyorum.Denizi, firtinalari, sarhos gemicileri, bitmeyen seferleri yasarken takvimler Ocak 7 diye yazdigi bir safak vakti deniz kenarinda
otururken ay isiginin onunden bir kartal gecti.Ruhumu aldi, kanatlarinda daglari astim.Beyaz bir kuheylanin sirtinda yeniden dogdum.simdi karsinizdayim.Adim Gamze Artemel, Deli mavi reis lakapli gemici...Tanistigimiza sevindim.
DELİ MAVİ REİS’DEN
..
Uzat elini, tutarsa hayalidir
Kimsin derse, aldırma mecazidir
Ümit et ki açsın tomurcuk dalında
Giden gitmiş, ufuktaki gölgesidir...
15 Ocak 2010 - Tuzla
..