Gitti
Su gibi yalın serinliği çarparak yüzüme
Havada acı bir bahar kokusu
Ve içimde yalnızlık korkusu
Bırakarak gitti
Gitti
yere düşen aksim kaybolurken zamandan
soğuk yanığı pembeleşirken ışıkları güneşin
çelik esneği akşam ayazı
aynasında buzun kırılırken bakışlarım
gülüşünü güneşe asarak gitti
gitti
mahir bir hırsızdı ay
güneşten çaldıklarınca üstümüzde cılız bir aydınlık
ve dört cepheden kuşatmışken karanlık
teslim oldu rüzgarın acı uğultusuna
zehrini damarlarına katarak
sevdası, silahını bırakarak gitti
gitti
hıçkırıkları çarpıp dağılırken akşamın tavanında
yüreğinin yangınında eriterek demir çığlıklarını
ve bir bir göz pınarlarından dökerek ebabil taşlarını
en azgın lavları yüreğime koyarak
ucumu bucağımı
ocağımı yakarak gitti
gitti
soğuk bir hüzün dolaştı sokakları
yağmurla muhabbet kabir neşesinde bir şehir
sevdaya dair ne varsa içimde öksüz
yüzümde içli bir yetim gülüşü
dudaklarımda kristalleşen veda öpüşü
yakarışlarımı anlamsız kılarak
cümlelerim üstüne basarak gitti
gitti
öfkeli, ağlamaklı bir o kadar inançlı duruşu
ağır isteksiz dar ağacına yürür gibi gidişi
ve sevdamın, düşlerimin umut işçisi
küreğini, çekicini atarak
sevdası, tulumunu çıkararak gitti
Kayıt Tarihi : 31.3.2007 16:26:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (2)