O vakit masmavi panjurlu pencereden,
Güneş gülüyordu,
sabaha.
Mor elbiseli begonvil hanıma,
günaydın.
Balıkçı motorlarının uğultusu,
Yorgun geceyi uğurluyordu,
ellerinden.
Masmavi denizi,
Masmavi göğü doğuruyordu Güneş,
Evrenin rahminden.
Vira bismillah dediğimiz her günü,
Gökler bağışlıyordu,
kusursuz nizamında.
Ritmi kesilene kadar Güneş'in,
Soluksuz uzuyordu gölgeler,
senle.
Senli doğuyordu kızıl güller,
pencereme.
O vakit bir hanımeli kokusunda ellerin.
Mermer bir kaidenin gölgesinde,
dokunuyordu ellerime.
Yalnızlığımı sınıyordu,
geceden kalan özlemin.
O vakit komşunun kedisi kiremit ustası,
Tırabzan cambazı,
Ayakaltı haspası.
Koşuyordu senden bihaber..
Tutmasam düşürecekti hayallerimi,
kuyruğundan.
O vakit masmavi deniz,
Gökyüzü masmavi,
Ellerim ellerimde ada yolcusu.
Kalabalıklara karışmış yalnızlık sancısı.
Üç şeyi eksik etmiyordum giderken,
Ben,ben,ben
Sen ediyordum.
O vakit söğüt dalları sevişiyordu,
rüzgarla.
Adını yazıyordu dalgalar,
yaldızlı kayalıklara.
Ayaklarımdan kum tanelerini çalıyordu deniz,
Ufukta karışıyordu birbirine gövdemiz.
O vakit yalnızlığı yırtan bir simitçiiiii bağırtısı,
martı çığlığı.
O vakit,
O vakit sen yoktun,
Ağustos üşüyordu...
Mesut Sav
Kayıt Tarihi : 9.1.2021 19:48:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!