Bir akşamüzeri kuytu köşende
Serencamımla baş başa kaldığım bir zamanda,
Kulağımı yumuşacık okşayan okunan mısralar,
Kimsenin vakıf olmadığı bir zeminde,
Çölleşen göz pınarlarımdan
Damlaların akmasına vesile olmuştu.
Okunan şiir Yağmur isminde bir gülistandı.
Yağmur şiirini dinlerken,
Efradıma dahi malum olmayan bu yaşlar
Neşet etmişti yıllar önce...
Bu vesileyle tanıdım güzel insanı...
Geçen günlerde şehrimize gelmişti
Erciyes şiir festivali sebebiyle...
Hatta uçakta gelirken
Daha önce aşina olduğu Erciyes dağı
Ve etekleriyle alakalı yazdığı bir şiirin
Dörtlüğünü okumuştu ekranlarda...
Bu nadide insan Şair Nurullah Gençti…
Hususen davetli olduğum bu programa,
Organizenin başında bulunan ama
Manadan anlamayan bir kartpostal
Çocuğu nedeniyle gidememiştim.
Oysa genel sekreter beklediğini söylese bile...
Belki biraz kötü bir huydur benim ki...
Kırılırsam, manam kayboluyor...
Dağların tepelerini, ovaların çiçeklerini koklamak
Daha hoş geliyor o vakitler.
İçimde sakladığım sızı dinmese de,
Ancak şiirlerle anlamlaştığına inanıyorum.
Biliyor musunuz, keş keleri hiç sevmem...
Ama gönlüm isterdi ki
Sizin taltif ettiğiniz kıvamda bulunsam.
Kayıt Tarihi : 18.5.2007 11:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
keşke bunu şiir formatında değil de
düzyazı şeklinde kaydetseydiniz
şiire haksızlık olmuş bana göre
hem de şairine...
selam ile
TÜM YORUMLAR (2)