Kavruk bir öğleyi öptüm
Kan ter içinde
Bir dağ başı gibi yalnız
Ve sırtıma
Bin yıllık yorgunluk yapışmış
İçimde Bir kırat ürktü
Tökezledi
Bir demir kıvılcımı gibi
Yüreğimin tam ortasına düştü ağıt
Uğultulu bir hasret geçti boğazımdan
Kan tadıydı
Sofraya oturmadan çekip giden
Bir kederin ardı sıra
Yangınlar büyüttüm
Bir göz bir bakış
Kırmızıya vurmuş bir seher vakti gibi
Damarlarımda yürüdü de
Anlamadım ilkin
Ki ben toprağı dinlerim
Ki ben acının kokusunu bilirim
Kırık dökük taş ocakları gibi
Çatladı kaburgamın altı
İçim bir savaş alanına benzedi
Barut kokar gibi yanıyor hala
Orada ezeli bir hasret
Kendine yer aradı da bulamadı.
Ayaklarımın peri tükendikçe ağırlaştım
Tuzlu bir çığlıkla bastım toprağa
Yokladı beni eski bir sevda gibi
O bozkırın suskun dili
Yıldızlar şahit
Bıçak gibi girdi içime o an
Bir türkü yarım kaldı
Bir ömür suskun sevdaya sığındı
Ve ben
Acıların içine düştüm de
Yüreğim çırılçıplak
Bir fanusun ortasında
Yapayalnız yakalandım...
Kayıt Tarihi : 6.11.2025 13:31:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
4 Eylül 2025 tarihinde geçirdiğim kalp krizini anlatan şiirim



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!