Yıl, 1919,
Mayısın on dokuzu.
Kızaran ufuklardan kaldırıyor başını
Yeryüzüne can veren
Cana heyecan veren
Al yüzlü doğan güneş!
Takanın burnu nasıl Karadeniz'i yırtar;
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Önce seçici kurula teşekkür ederim.Çok çok sevdiğim ve beğendiğim şiird.Günün anlamına çok uygun.ÇOK manidar şiir.Fakat bu gemi niçin böyle yavaş geliyor?
Acaba yolu mu az, yoksa yükü mü ağır?
Bu gemi umut yüklü, inanç yüklü, hız yüklü;
İçinde bu vatanın derdiyle yanan bağır,
Kurulacak yarını düşünen baş geliyor.
Bir baş ki gökler gibi bir küme yıldız yüklü!
Bu gemi onun için böyle yavaş geliyor ..... Bu bölüm çok net .Şairi kutluyorum.++ saygılarımla.
Uyan ey millet uyumak ölüme eş
Düşman olmuş durur kardeşe kardeş
Elzemdir bu gün bir yeni ruh bir diriliş
Bir Ondokuz Mayısta yay gibi geriliş
al sana bir..
vatan kurtaran suleyman ozan..
siiri..
bu tur vatankurtaran suleymanozan..
siirlerinde..
geminin nicin yavas geldigi sorgulanip..
pusulasinin bozuk oldugu...
okur zihninde canlandirilip..
pusulasi bozuk olmasi musebbip..
kiyiya yakin gittigi..
bu nedenle karaya oturmamak.. icin yer yer iskandil atildigi..
ima yollu belirtilip..
okur dikkati..
pusulasi bozuk gemiye yonlendirilerek..
dizelerin bozuk oldugu..
dolayisi ile..
vatankurtaran suleymanozanimizin..
bozuk oldugu okura unutturulmuya calisilir..
bilen bilir..
sagim esna eger inek huzursuzlasip tepinir..
sut helkesini bakraci gerdel kovasini devirirse..
inege sagimi unutturmak..
dikkatini baska noktada toplamak..
amaci ile.. bir cavdar sapi.. yahut kamis ile..
kuyrugu kaldirilip..
haznesinden icre bir miktar hava uflenir..
inek bu hava civada yogunlasmis.. tepinmeyi unutmusken..
sut usuldan usuldan.. gonul rizasi olmadan inekten araklanir..
sair de.. bizim milli duygulara hitap edip..
ovgu metih arakliyabilirmiyim..
diye.. umutlanmis..
yas tahtaya basmiyor..
dilenci olsaniz..
ogluuuyun basi icin.. allah yokluk gostermesin..
diyerek.. ulvi.. dini.. mevzulara yakin demir atarsaniz.. cukkayi kapar.. mali goturursunuz..
turkun kurtulus savasi.. ilk kivilcim.. ondokuz mayis..
yad ediliyor..
okurun dikkat.. geminin yavasliginda.. hem yuk agir.. yokluk atesten gomlek..
ustelik pusula bozuk..
beklemis idi ondokuz mayisi
gozler gok sac altin saclar kayisi
demisti ki sayin samsun halkina
atilmali yurttan dusman ayisi..
tur turev.. uyakli.. ve veya aruzlu..
yahut.. serbest ustaligi ile..
Düşündü birdenbire kayalardaki adam
kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar büyük
ne kadar uzundular?
Birçoğunun adini bilmiyordu
yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlikten evvel
geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
Dağlarda tek
tek
ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: 'Uc' dediler,
Sarisin bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun basına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
tur turev.. kalem oynatma becerisi yok..
vermemis maabut..
ne yapsin vatankurtaran suleymanozanimiz.. yerlerde surunerek..
kendini yerden yere atarak..
kulak tirmalar musikisizlik..
edebi bilgiden yoksun nadanlikla..
budanmamis catalli congalli.. bir kucak dikenli igri bugru odunla..
fink atiyor meydanda..
okurun dikkati bozuk pusulada topluyacak..
imani saglam inanci saglam bir milleti tasvir edememe..
betimliyememe..
siiri duz yazidan ayirim..
agir yukunu omuzlayamama musebbip..
simdi ki zamana cekiyor fiilleri..
bekliyoruz gemiyi..
bekliyorsunuz..
ne guzel insan yaa..
boyle bir vatan kurtaran suleymanozan tebrik edilmez mi..
ustelik bu tur.. yari kutsi bir gunde..
vatan kurtaran suleymanozanimizin..
aziz ve necip milletimizin..
ilk kivilciminin..
samsunda cakan simsegin..
genclik spor bayramimizi kutlarim..
iykine varsiniz saygilar..
turklugun.. ve laikligin unutturulmaya calisildigi.. su gunlerde..
inadina kemalizm.. inadina cumhuriyet.. demesi musebbip..
bu bi yeti.. bi kabiliyet sayirimizi.. vatankurtaran suleymanozanimizi..
tebrik ederim.. mutesekkirim secki musebbip.. saygilar..
Bu şiir ile ilgili 3 tane yorum bulunmakta