O dipsiz kuyudur aşk…Sadece karanlığa bakmak, içinde yaşadığın karanlık seninmiş gibi karanlıkta yaşamayı yeğlemek…
Ne kadar düşünce girdabında dolanır insan. Koşmak istersin tökezlenirsin. Karanlığa doğru koşarsın var gücünle, sadece korkuları doldurursun içine. Koşup kurtulacağını zannedersin bu korkulardan bir anda bu korkular boşluğunda bulursun kendini.
Oysa ne kadar da çok insan yaşar karanlıklarda, onlar da korkarlar mı ki?
Yaşadığın yeri, şehrini ve aşkını terk edersin, karanlık çöken bir akşamın sonunda, atarsın kendini başka bir şehrin ışıltıları arasındaki kendi karanlığına…
Geriye doğru bakmayacağını ve bu aşk kâbusundan kurtulacağını zannederek o başka şehrin kuytularında bulursun gölgene bastığın kendini…
Yok oluşa, kayboluşa veya hayatı yeniden yaşama arzusuna bırakırsın kendini… Tükenmişliğinden kurtulacağını zannettiğin başka bir tükenişe atarsın kollarını kucaklaşarak yeni umutla…
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,
Hadi çıksın karşıma yeni bir aşk, üşütsün beni, hadi hadi çıksın karşıma yeni bir aşk üşüsün, ama bu sefer gömleğimi çıkarıp onun üşüyen bedenini örtmeyeceğim, yorganımla, onun aşk büyüsüne kapılıp, sarmalamayacağım onu, Dursun durduğu yerde, yolun açık olsun her şeyin bir bedeli vardır, ödenir… Bu bedel sensen silinirsin, zor da olsa silinirsin..
kutiuyorum üstadı canı gönülden saygılarımla
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta