Genç anne; deniz kenarında çocukları ile dinlenmekte. Yaşları dört ile altı arası. Oğlan daha küçük; bıcır, bıcır konuşmakta, hareketli kıpır, kıpır ve de dediğini yaptırmakta. Göz ucuyla bakıyorum. İçimden geçen; yazık kadının kendi zaten çocuk, hem de iki çocuk büyüten çocuk. Diye düşünmekteyim. Herkes, kendi telaşında. Kimi denizde, kimi sahilde güneşlenmekte. Hayli kalabalık. Az sonra mısırcı geliyor, kokusu ondan önce.
_____ Mısırcı! diye bağırmakta. Bizim bıcırık; işaret ediyor ve anne fiyatını soruyor, sonra düşünüyor, cüzdanına bakıyor. Neyse kadın almaya karar veriyor.
______Üç tane versene.
Mısırcı; maşa ile çıkarıp kabuk arasında uzatıyor. Oğlan; hemen atlıyor.
____Benim!
____Al
Sonra kıza veriyor kadın. İkisi de oturuyor büyük bir iştahla, oğlan yine ayakta. Hem yiyor, hem konuşuyor. Kıpır, kıpır durmak yok. Kadın üçüncü mısırla geliyor yanlarına. O da yiyecek. Tam, oturmak üzere; o sıra yaygara kopuyor. Çünkü oğlan mısırı yere düşürdü. Annenin elindekine hopluyor.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,