Nurlu Oklar Şiiri - Sevinç Kavuk

Sevinç Kavuk
1200

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Nurlu Oklar

Cumhuriyetçilik, halkçılık, laiklik, devrimcilik, milliyetçilik, devletçilik... Nurlu oklar bunlar.

Atatürk’ün ölümüyle, henüz alt yapıya oturtulamamış bu değerli yüksek anlayışı yıpratmaya, sürekli Partiler geliştirilmiş olduğuyla, halkı uyuşturan bu çalışmalar, Avrupa’da devam eden savaşın hakim olduğu, Hitler ve soykırım, bu savaşa girmemek için azami dikkat, örneğin gıda sorumluluğu, gelişmeyi dondurucu etkenli yıllara kürt ayaklanması ile süregelen maddi ve manevi sarsıntılar, yetim ve dul artılarıyla, özürlü gazilerimiz, maddi olarak sürekli geriletmeye dış güçler kaynaklı bir iç kargaşasına hiç ara verilmemiş, halkın soluk almasına şans bırakmadığı gibi, uyuşturulması, yani toplum dinamikliğinin öne çıkarılması başarıyla engellenmiştir… Bunlar, bugün bilinciyle henüz taze bir şans olabilir… bu karar, halkın egemenlik hakkını kullanmasına dayanan ilk başlangıç şansı olduğuna yönlenebilir…

Cumhur-başkanlarımız, neredeyse hepsi, hiç bir vizyon sunmaya en az bir emek vermediler deniliyor. Eleştiri abartıcılığına alıştırıla alıştırıla, düşünce şımarıklığı yayında ok gibi fırlatılıyor. Laf edepsizliğine karşı fikirle durabilmeye dayanıklı, sürekli, hızla organize olabilme düşüncesine şimdiden güçlenmeli…

Demokrasi, her ülkede, içinde bulunduğu o an haliyle, farklı kullanılmıştır. Parlamenter seçimle bir devlet başkanı tercih edişime neden olarak, halkın seçimiyle yarı parlamenter bir dönem başlayacağına endişemdir. Demokrasi, taşıyıcı gücü insani hissiyattır düşüncesiyle var olan birlik ve bütünlüğü şansıdır, kötüye de kullanılır iyiye de özendirir ve AK Parti topluluğu; tamamen dış destekli olduğuyla, Anayasayı tehlikeye sokmaya güç seçkini… halk bu yönetimle, çoklu bir devlet sistemine adım adım sürütülme başarısında hem zorlandırılmayacak. Çoklu bir federal süreci, belirsiz tehlikeyle bir yönetim olacaktır… her federal, tercihindeki her ülkeye, toprakları işletme hakkını tanımaya, keyfiyetini kullanacaktır…

Zorlandırıldıkça düşünme hız alır… hep bu zor ile düşünüyor Batılı güçler… bu zoru yaratmak için başka ülkeleri hep zorlandırmaya yüklenirler, bu tecrübe ve iştahları kabarıktır, kabartıyordur bolca denilmiyor henüz, tuhaf bulmuşumdur hep bu dikkat duruşunu…birine totaliter bir baskın uygularken, diğerlerini oyalamaya alırlar… biz de düşüneceğiz böyle, bir daha geri kazanamayacağımız kayıplar vermeye direnemeyecek hale gelene kadar. Ekonomi piyasada nasıl işliyorsa, toplum da öyle değerlendirilecek. Türkiye’de bu ruhsuzluk sıçraması, sanırım buna nitelik değişimi denilecek, çok yakında bu tür laflar etmeye mutlak başlayacaklardır, bu sıçrama CHP yıkımı, MHP yalnızlığı olduğu doğru elbette, içim acımıyor demeyi esirgemeyeceğim onlara, başarısız oldukları için değil, en azından halkı bilgilendirmeye bu kadar gecikmelerinden dolayı hep suçlayacağım… diğer yönetim grupları üyeleri AKP çatısı altında olarak, toplumsal bir dinamik olacak denilen bu dönem ile Türkiye, Türklüğün geleneksel insani yapı varlığını koruyamayacak kadar ezilecek, hırpalatılacak, tamamen kaybetmiş olacak… ve buna devam etmeye gözlerini bile kırpmayacaklar… akıllarınca tabi…
Gücü yeten yetene bu bir döneme alışılır üstelik… insan, canlılar arasında her şeye en rahat alışan bir varlıktır … gücü yeten yetene döneminde, Türk varlığı olacak daha gücün var mı durumuna düşürülen, Allah Türk milletine sabır ve direniş gücü bağışlasın… keşke iyimser olabilmeye şansım olsaydı… Laik sistem tartışması çok acı bir şekilde özlem ve hasret olacak…

Çoklu bir sistemi, Batı gelenekli bir toplum hazmedebilir, Türk geleneği varlığı için ‘Ölümlerden ölüm seç’ seçeneği olacağını görmeye kehanet gerekmiyor… gıdalarda ilaçlamalarla baş başa kalınca, sözde su yok diye hastalıkların boyutu, inli cinli, öcülü böcülü hayaletler odamızı sarınca, Türk milleti Allah yağmur vermedi demez…

Yine de diliyorum ki, toplumsal dinamikliği toplum kendisi üstlenir, sunanlara boyun eğmeyecek inşallah, ya da alışır belki kuzu kuzu… Tehditler, henüz psikolojik başlamış ‘’o nasıl dermiş ki, hem de bu saatten sonra’ gibi çok sözleri hem kaçırıyorlar ağızlarından, rahatlıkla söylüyor oldukları hem güçlü imajlardır, geleceğe planlı bir vahşet varlığına…
Resmi ve kamu hizmetinde türban konusu sorulunca, idare etmeyi başarırız sözüne karşılık: böylesi şeyleri okumak bile ‘beni sinirlendiriyor’ diyorlar bütün inatlık hararetiyle, düşünceyle değil… beni sinirlendiriyor ağalığına Allah sabır versin dayanmaya… ‘un var, yağ var, helvacı da var, anayasayı benzetmeye, pardon hazırlamaya, devam’ deyişin rahatlığı tüyler ürpertiyor…dinlerken, hapishaneleri düşünmeye cüret edemedim o an… Çoklu sistem ağır bedellerle planlı…

‘’Karnımı doyur, istediğini yaparım toplumu’’ olmayıp, karşı koymaya güç diliyorum… Afrika’da açlıktan kırılanlara kimse sormuyor daha, ‘sen ne istersen, bana ne verirsin diye’… dese dese mezarımı kaz der, bedava hizmetten nefretlerini şahlandırmaya yarar sadece… Türkiye’de demek ki açlık yok… bir çuval kömüre oy … bu oy bedeli Türkiye… bir çuval kömüre bir Türkiye toptan satışı... Afrika ve Türkiye… Bir benzeşmeyi görebiliyor muyuz? Parayla satın alınacak insan olmayı Türk milleti geleneği kaldıramaz… bugünden sonra sıkı bir gözetleme, her edepsizliği, hatta dayak tehditlerini bedel olarak ödettirseler de, susmamalı… her söyledikleri amaçlı, ‘sadece ağzına …diye küfretme, ama yor, sinirlendir, korkmayın koruyoruz’ garantisini almış Türkiye için bir parti havasında, adını kendisi koyduğu gibi ‘şirket’…ben de, bunu söylerken anlatmak istediğini tamamlıyorum: Hadi kurtul bakalım...havasında bu sürtüklükler birer şirret....

Sevinç Kavuk
Kayıt Tarihi : 14.9.2007 01:27:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Sevinç Kavuk