Şehrin damarlarından ışık çekilince
Nasıl boğuluyorsa karanlığa
Ve sesler nasıl intihar ediyorsa
İşte öyle kırsallaşıyorum
Çoraklaşıyorum
Ve öyle toz kaçıyor mavime
Elimin dokunduğu seste
Sesimin sustuğu satırda
Rafadan bir gerçeği buruşturdum tenine
Aslı gerçeğinde gizli bir cümle gibi
Olmazsa olmaz bir hüzün edinmişim
Son dikişte çarpıyorken
Koyu kırmızı acı
Kör kütük sarhoşum
Acı haram
Aşk ceza
Kadeh kadeh
Bekleyişlerimde
Umut aramadım
Ummayı istemedim.
Yenildim ben demeden
Neler oluyor demeye
Cesaret bulamadım belki.
Ne güneş ne ay ne de yıldızlar
Hiç biri gözükmüyor bu saat
Bilmem bana mı küskün bu alem
Yoksa ben mi küskünüm bana?
Her bir taraf mı kapkaranlık
Karanlığa açılan pencereme
Tümünden
Bir yıldız düşmüş payına;
Göz yaşı çalınmış,
Canı etinden sıyrılmış,
Küle çalan sesiyle
Kan kokulu gülüm
Cennet koşumun hasreti
Bırak telini yayın
Dokun
Şu şaşıp duran kalbime
Hala buradaysan, dur
Her sen kimsen, dinle
Ama dönme yüzünü, unutma
Al git yüreğini ve bil
Cephesiz dalgalanmaz bayraklar
Cezasız yatacaksın kalbinle
Acı bir kayıptır ömre
Aynı kadını öpmek her gece
Sabaha aynı gözlerle uyanmak
Belki
Gayrı meşru bir yaşam olmalı
Ki; atılmış demirlerle
Batımda gün…
Gün saklanırken ufukta
Bir son nokta gibidir aydınlığa
Hayat boğazlanmıştır o an
Ve ölüm içmiştir her bir şey.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!