Alacağın olsun ağaç,
Dallarına takılan
Uçurtmamı bana vermedin.
Ya beyaz bulut, sana ne demeli,
Elimden kaçırdığım
Bilirsiniz ağaç yaşken eğilir.
Çok yaşayan değil çok gezen bilir.
Baldan tatlı imiş bedava sirke.
Balın varsa sinek Bağdat’tan gelir.
Saklarsan samanı gelir zamanı.
''Çuval boşsa eğer dik durmaz'' derler.
Düşman yüze güler, dost acı söyler.
Tavuk esirgenmez kaz gelecekse.
Yağa kıyamayan çöreği zor yer.
Alıcı kuşların ömrü az olur.
Ötüken'den esen bir rüzgâr gelir,
Bir ses yankılanır rüzgâr estikçe.
''İlini, töreni kim bozabilir
Yer delinmedikçe, gök çökmedikçe! ''
Bozkırdan atlılar yel gibi geçer,
Kayalarda çırpınırken dalgalar
Uzaklara dalmış gözlerin.
Denizi düşünmezsin bilirim,
Gözlerinde deniz var.
Savursun saçlarını,
Hadi dedim,
Kır kafesi,
Uç uçabildiğin kadar.
Bak,
Doğan güneş seni çağırıyor.
Cıvıldaşan kuşlar gibi
‘’Bilmem meni niçün atmış unutmuş,
Ehdi peymanına kurban olduğum.’’
Bir türkü dinlemiştim Zeynep Hanlarova'dan,
Alıp götürüyordu Kaf dağlarına.
Hissediyordum
Bir şeyler titreşiyor tavanda,
Yatakta, yorganda,
Baktığım her yerde.
Yağmur yağarken pencereme
Çok uzaklarda fırtına kuşları uçuyor,
Çiçekten çiçeğe konan kelebek
Seninle birlikte ben de koşacağım.
Koklayacağım çiçekleri
Tek tek.
Papatyalar burada,
Aç kanatlarını,
Uç böceğim uç,
Annen sana terlik pabuç alacak.
Uğur getir mahalleme, köyüme.
Meralarımız otlu,
Koyunlarımız etli,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!