Yine bir gecenin bitimi… Sabahın ilk ışıklarına teslim olan karanlık… Yaşam ve ölümün doğal döngüsünü anımsatan muhteşem uyum.
Doğum kadar doğal ölüm !
ve son yıllarda acımasızca bu döngüyü bozan “İnsan”
ve doğal ölüme hasret bırakılmış bir toplum
ve gelecek hayalleri yerine geçmişi özlemle arayan çocuklar.
Ve kan kokusuna aşina olan topraklar
Prensesli filmleri sevemedim
Yatları, katları düşlemedim
Sarayların ihtişamında erimedim
Varsa ruhumda delilik
Varsa düşümde özgürlük
Gökyüzünü paylaşın benle ve toprağı
Ey yarim, sevgisini yüreğimden esirgeyenim
Can'ım oldun da Cananım diyemedin
Narım oldun da külüne muhtaç ettin
Yeter tükendiğim elemden
Deme sakın ne gelir elden
Çok değil beklediğim senden
Hayat çırpınmak mıydı ?
çırpındıkça bir şeyler olmaya çalışmak
ve aslında hiçbir şey olanların hakim olduğu dünyada anlamı hızla yiten duyguların can çekişmesini izlemek miydi?
Hayat iyilere eza mıydı...
Yaz ortasında Hazan
Gün ortasında karabasan
Ne geçmişti ne gelecek
Haziran’ın yazgısı bu çekilecek
Haziran değil Hazandı
Ölüm gerekiyorsa ölün
Seller sular alsın sizi
Depremler heyelanlar alsın
Yangınsa yangın hastalıksa hastalık
Giderken kader diyelim gidişine
Ama savaş istemiyoruz
Yolculuksa yaşam yoldaşla anılan
Temennimdir sana canı gönülden
Kavşaklara rastgel ve iyi yoldaşlara
Dilin söylediği boşunadır kalbin aldatan ritmi boşuna
Afili cümleler o yol ayrımından yuvarlanır boşluğa
Ya da bir el uzanır sana tutar yüreğinden sonsuza
Kırlangıç göçüydü hatırla
Onlar çatımın saçağına,
Sen gönlümün sıcağına
destursuz ve fütursuz
kuruldunuz yamacıma
mevsim aşktı hatırla
Kış da gelmedi bu yıl sen de
Kışın gelmeyişi avuntuydu
Üşüyen ellerim için
Ya üşüyen yüreğim nasıl avunsun
Sensizliğin buz tutmuş ayazında
Gün doğumuyla başlıyordu
İsyan göğün kızıllığında
Kulaklara şenlik bir çığlıkla
Özgürlük maviydi
İsyan kızıl
Tutsaklık ise alabildiğine
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!