Tek ayak üzerinde durur gibi
Yorgun
Diğer elinin varlığıyla yetinecek kadar
Yalnız
Dudaklardan dökülen fısıltı gibi
Sessiz
Harfler huzursuzdu bulundukları yerden
Kelimeler yoruldu beklemekten
Utandım harflerden
Utandım kelimelerden
İki kelimeyi bir araya getirip
Seni seviyorum diyememekten…
sazların gölgesinde
suya dalan hayaller,
ıslak saçlarını
savurup
ay ışığıyla
göründüler.
bakma bana öyle yukardan
seni oraya ben koydum hatırlarsan
benim aklımda var kalbimle yarışan
sevinirim bu sözü tehdit olarak algılamazsan
çok fazla kaldın hadi artık in oradan
Bir siyahın hikâyesidir bu…
Belki de elanın hikâyesidir bu…
Siyahın kendini istilasından habersiz, bir mavide eriyen elanın hikâyesidir bu…
Ben ne kadar siyahım, ela ne kadar ben
Henüz bilmiyorum.
Bildiğim o ki her şey elaya yaklaştıkça güzel…
Düşünüyorum da
Dünyada
Şu anda kaç insan var acaba
Beyaz kâğıdın karşısında
Kararsız
Çaresiz
umudu kilitlenmiş gözbebekleri
ıslak
karanlık
çok derinlerde…
dalgalanan yüzündeki kederle
sırtını dönmüştü güneşe.
hissettiğin gibi
hissedilmemekti
vazgeçişin adı
yanındayken değil
yokluğunda fark edilmekti
Gece seni soluyor
Ay seni saçıyorken
Çiçek seni açıyor
İğde sen kokuyorken
Her şey sen
Ama sen yokken
Alfabenin dokuzuncu harfi
G ve H onun sıra arkadaşı
Ama yinede J idi en yakını, sırdaşı
Nedeni belki de ondan sonra en farklı onun olduğundandı
Hiçbir kelimenin başında yer almadı
Tek hecelilerde o da bazen kelimenin sonundaydı
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!