Kol Geziyor Yalnızlık,
Kimse umrunda değil,
Kimi görse koluna giriyor,insanlık adına.
Aşk veriyor bir demet.
Sakın aldanma!
Yıkılmış bir kent enkazı gibiyim
İrili ufaklı yıkılmalarım var
Sessiz ve derin
Bir o kadar da ağır
Vazgeçilmeyecek kadar da derin yaralar
Yaslara beş kala bekleyişler
Ve,korkarım ki; sana dair umudumu bir gün yitireceğim.
-Yitir,zaman kaybetme!
Korkunun ecele faydası olmadığı,
Bir güne daha şahitlik ediyordu;
Umarsızca seven,sol yanı.
Hüzün mavisi gökyüzü...
Duyduğu bir tını,
Aldı götürdü onu,en karanlık ruhların içine.
Öyle dalmıştı ki;
Aklına ölesiye sevdiği geldi.
Şimdi tut yüreğimden kalkıcak heyecan!
Bir vakit,elemli bir hüzün,
Ardından koşan gökmavisi keder,
Seni sevmeye hevesli bir beden
Uslanmayan yangın yeri yürek...
Soluksuzca anlatılcak bir masal;
Kahramanı ilk sen
Sonradan yitik düşen bir ben...
Gülüşlere bağlanmış mor bir tebessüm
Dünleri geride bırakmış tarih kaçakçısı sözler
Akıllara yer edilmiş bir çift göz...
En son rüzgarı kıskandırcak bir veda...
Şimdi;
Elleri koynuna kenetlenmiş beyazlık.
Simsiyah yarınların ardından gülümserken,
Sen sadece hayaline yandığının mevsimindesin.
Vazgeçmelerine sahip çıkamamış bir çocuksun...
Son umudu göremeyecek kadar kör.
Kendinden geçicek kadar sersem!
Son sözü bile paylaşamayacak kadar;
Yalnızlıkla büyümüş bir çocuksun...
Bakma ardına;
Git yine,
Sığınılacak tek bir ben beden bırakma.
Gülüşlerini yasakla,
Gözlerim aklına geldikçe...
Kendimi bilen sayın ben;
Başlıyor artık bir heyecan kasveti...
Unutulan sayısız günlerin kırk yıla nisbet hatırı.
Ve şimdi sözlerimde bizlik,
Gözlerim yalnızlık,gülüşüm aşk!
Bakışlarım bir o kadar hasret...
Etme artık!
Son kez.
Bir bakışımla gel.....
Mısri Nuray Altay
Siyah barikat çektin,
Sevdana dair..
Aşk mitingime...
Elimde heycan pankartı,
Umut dövizi...
Bileklerinde eski yaranın
Öyle ulu orta göz boyamalı değil,
Herkesin diline düşcek kadar basit hiç değil.
Zoru severim ben,
Gözden ırak gözü korkutanı,
Güldüreni değil,ağlatanı severim ben!
Gecenin en soğuk mavisi üzerine,
İçilen hüzün demini severim.
Soru sormayı değil,
Yaşadıkça önüme çıkan cevapların ismini severim.
En çok hasreti giyerim üzerime,
En çok yakışan renkte yalnızlıktır.
Gözlerim en sinsice ayrılık bakar,
Öyle her göz kaldıramaz bakışlarımın resmini...
En çok sonbaharı severim,
Kimsenin ıslanmak istemediği yağmurlara,
Umut ekerim,
Yeşermesini beklerim.
Sabrımın bazen sınırı yoktur,
Tutabilene aşk olsun derim kahrımı.
En çokta huyumu sevene aşık olurum.
En sinir anımda, Eyüp sabrına rakip!
Güzel gözlerden çok,mavzer bakışlara vurulurum.
Her bakışta bir isyancı olurum.
Aşk ile yüreğimi ıslatmasını beklerim.
Birde kelepçe taakrım gözlerime,
Başka elalarla muhabbete dalmasın diye!
Bağlı yaşar,
Özgürce severim.
Seversem engelleri aşanı sever,
Kendimi engele atanı severim.
Canımı seveni değil yakanı severim
İşin özünde dağınık severim,
Çok severim pek severim.
Mısri Nuray ALTAY
Çocuksu bakışlarla bir güne daha merhaba dedi,
Sessizce bir ilkilmeyle esti rüzgar adı zihninde
Oysa; ne kadarada çok hevesliydi mutlu bir sabah etmeye...
Gülümsedi sadece kendine,
Bir yarın daha olmuştu
Gece olmuştu yeniden
Rengi solan mavilikte,
Tutsak umutlarla!
Kokusu sinmişti ayrılığın,dolunayın yakasına...
Bir düşlük yer kalmıştı,gecelerden bıkan yıldızın omzunda.
Düşünüyordu oysa...
Her gördün mavi değildir!
Maviye bulanan kirler vardır;
Umutlar vardır en beyazından
Solan maviye konan,
Her aşık olduğun o değildir!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!