adece gelmeyeceğini bilmek koyuyor,
En karanlık mavinin;
Tövbesinde kaldı gidişin
Evvel zaman içinde saklı bir mazi...
Yarına verilmeyecek bir nimet;
Bir dilek diledim can-ı gönülden
Sen olmaıydın her denizde,buram buram hasret kokan türküde.
Zamanszdı belki gelişin,
Dağınıktı ruhumun odaları,
Sorguya suale kılıf bulamayan gözlerim
Senden vazgeçemeyen yüreğim,
Bir kabusun ertesinde uyanan bir özlemsin,
İrili ufaklı gözyaşı seline siper ederken yüreğini,
Koyununa düşen her ayrılığa sıkıca sarıl,
Onlar ki emanetidir gidenin...
Güneşin boğulur en derin gülüşünde,
Kelimelerin ertesi;
Yokluğunu kabullenirken,
Dünlere bir bir ağlarken,
Varlığının kanatacağını biliyordum....
Yanıltmadı da ruhunun dengesi.
Hayat öyle bir oyun oynamış ki,
Hamlet bile yitirmiş ofelyasını...
Ve o gün geldiğinde, bethoven ın son konçertosuyla
Hayat tangosu basladı.
Ne karanlık korkular biriktiriyorsun,
Sen öylece,
Küçük yüreğine...!
Yaran derdin bilirim,
Kimsesiz kalmış gece yarısı sokaklarını,
syan vakti yaklaşmıştı...
Gece yine hiç uyumamıştı,
Gözleri kan çanağı binbir umut.
Sebepli sebepsiz gülüşlere sahipti ruhu...
Oysa; yüreğinden kan damlıyordu.
Hüznü avuçlamıştı;
Gözleri...
Artık umudun kıyısındaydı.
Bu ilk ve son düşüncesi değildi.
Yine ay karanlık,güneş balçıktaydı!
Tüm kışın ağırlığı,diline yüklenmişti.
Lal olmuştu,gece yarsı...
Sayısız hüzünler biriktirmişti,
En derininden,en yokuluğuna.
Acımasız gözyaşları dökmüştü,
Kaybetmeler!
Korktuğu,hırsı adına...
Sona yaklaştığının farkına varıyordu.
Kendini biraz toparlayıp,gülümsedi.
Gözyaşının yanığına....
Bu belki de iyi gelmişti,
Anlık rüyasına!
Her gece yeminler bozup,
Sabah tek tek ona niyetleniyordu.
Aylardır görmediği yüzünün adına;
Biriktirdiği hayalleri sunacaktı,
Sonsuzluğa.
Aklına geldi yine ayrılık,
Yine yokluk,yine umutsuzluk...
O yoktu!
Hiç olmayacaktı.
belki de...
Bunu bilmek,adı gibi aklında tutmak,
Hecelemek lazımdı.
İliklerine kadar işlemişti yalnızlığı,
Bırakmak istemiyordu.
İnsanlığından önde gelen yalnızlığını.
Kış günü,
Başından yine yalnızlık yağmıştı.
Üşümüyordu,aksine sahiplenmişti.
Yalnızlığı...
Bir kez daha umutlandı,
Kucakladı yalnızlığı...
Bağrına bastı.
Mısri Nur AY
Yalnızlık kol geziyor,
Kalabalıklar kıyıya vurdu.
Deniz,hasreti yazıyor.
Göz göre göre...
En masum sevmelerimizde vurululmuşuz.
Masumuz binbir kinde.
Solan her gülüşe bırakılan,
Bin bir acının resmiyiz.
Yangın yeri duygularda,
İlk yananlar biziz aslında.
Kül olduk.
Son yananlara bıraktık kalabalığı.
Üzerimize hızla gelen arabalar,
Çarması hayali bir aşk.
Yaşıyoruz binbir umut.
Kır hüznünü,
Bugünün,
Yarının,
senin..
Gel artık.
Yalnızlığımı boz.
Düzenden çıkar beni.
Gülüşlerimin ağlamasını sustur.
Beni hasretine al,
Kabul etdavetimi.
Hasretlerimize kol kanat gerelim.
Bizden bir hayal olsun.
Adı hasret,
Soyadı biz olsun.
Bizim olsun,bizden olsun.
Gülüşlerin güneşe rakip olsun.
Kol Geziyor Yalnızlık,
Kimse umrunda değil,
Kimi görse koluna giriyor,insanlık adına.
Aşk veriyor bir demet.
Sakın aldanma!
Demetin içinde gizli bir hüzün var.
Çekme içine!
Yalnızlık kol geziyor,
Girer koluna,
Basar seni bağrına.!
Mısri Nuray ALTAY
Umutsuz türkülerin ardından
Güne merhaba demek kadar zor bir sabah...
Ertesilerini düşünmek akıl karı değil,
Düşünme!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!