Ölüler yaşar mı artık Nûpelda,
Bizliğimizi unutturur mu ayrılıklar…/
…….
Okşanmamış taze saçların vardı Nûpelda,
rüzgarın insafına bırakamazdım,
‘’aşk’’ koskoca bir yalansa,
neden adını kazıyorum taşlara.
bir boşluğu dolduruyor sesimiz,
can havliyle ölüyoruz Nûpelda,
bir kuş konuyor yüreğimize,
hortlayan geceye serenat yapıyoruz.
Ne zaman öldü,
ve ne zaman gömüldü,
gözlerinin maviliğine konan kuşlar,
dağılmış tenha bir dağ yamacı yüzün,
hala yaslı mı rüyaların,
hala yüreğindeki çırpınışlar duruyor mu,
ömrümüzün yorgun yatağında akan
nehirler gibi çağlıyor mu sesin…/
Sensizliği anlatmak Nûpelda,
‘’ suya yazı yazmak kadar zor’’
isyanın sesi yırtar gecelerimi,
bıraktığın bu şehir kirli sabahlara uyanır,
gece yıldızlara ağlar bu şehirde,
akşam vakti sönen bir alev gibi,
sesim, bilinmez coğrafyalara dağılır…/
Oysa biz…. Nûpelda,
gökten gelen çağrıları duyardık
bereketin hanelere düştüğü anlarda
adam gibi ıslanırdık…/
Kayıt Tarihi : 5.5.2016 00:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!