Nuh Ve Gemi Şiiri - Arif Şair

Arif Şair
7

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Nuh Ve Gemi

NUH VE GEMİ

Yahudilerin inşa ettiği bu gemide var olmaya çabalıyorum.
Çok korkuyorum, öldüğümde beni de unuturlar diye.
Şiir yazıyorum; ama okunmayan şiir şiir değildir düşüncesi vuku buluyor bende.
Sanırım toprak olacağım, Rabbime döneceğim… ne kadar istemesem de.

İstediklerimle hakikati koyduğumda kutsal bir teraziye,
kim ağır basıyor göremiyorum; giremiyorum kalbime.
Çünkü ellerim nasır tuttu, benden bir iz kalmadı; parmak izlerim bile.
Ben artık yalnızca unutulmayanları izlerim, daha da unutulmasınlar diye.

Sanırım olmayacakları düşlüyorum.
…İşte bir Yahudi benzin pompalıyor, görüyorum.

İşte bir zalim Allah’ı zikrediyor.
Olamaz…

Ben isterim ki çocuklar ölmesin.
Çünkü bu istek iblislerimi makul bir zemine koyar.
Günahlarım yere sağlam basar.
Pesimistin gözyaşları süzülür;
şu romantik şair baştan çıkar.

~

Âşık yâr yâr diye gezerse bulsun Leylâsını;
Leylâsı da onu sevsin.
Olsun ufak çocukları.
İsimleri olsun Zekeriya ve Mustafa.
Kız çocuğu olmasın.
Ama… gömmesinler toprağa.

Çünkü o vakit iktidar olmuş olurum;
ve galibiyet beni mağduriyetsiz kılar.
Mağduriyetsizlik ise benim mevcudiyetimi bozar.
Ve beni çakmak çakmak gözlerle süzer
Kâbe’nin yoluna vardığımız o karıncalar.

Gözleri anlatır kelamı, kulaklarım işitmez;
çünkü sevgilim… her şey dil ile söylenmez.

Söylenenlerin de onda dokuzu yalandır;
biri ise şüpheli.
Evet sevgilim… kaçanlardır tüm katiller.
Ve babacığım bana gözlerini devirdi.

Delirdi bu şair; yaşama kaygısıyla amelleri güderken.
Akıl almam gerek İsa’dan, o koyunları güderken…
O çoban nasıl olmuş da delirmemiş?

Bazı koyunlar gördüm ki
…çok lezziz kuzular yemiş;
sarhoşluğun sefasını sürerken
evladı nerelerde hiç düşünmemiş.

Ve ben o koyunları gördüğümde ağlıyorum ki
benim kalbim yok etmiş
kaybettiğim şeyleri.

Geri alma umuduyla gömdüğüm gözlerimi,
kınından çıkardım kanla boyalı kalemimi.

Sorarak, görerek ve ölerek küllerimden geri geldim.
Çürüyen dirseğin aldığı rengin tüm tonlarını ezberledim.
Artık kaçış yok; ben mükerrer bir şairim.
Yalanlar işitirken gördüğün gözler kadar
kudurtucudur sözlerim…

Evet… benden adam olmaz;
ders çalışmak yerine şiir yazınca anacığımı delirtirim.
Evet… benden adam olmaz.
Adamlık uzaklara dalmaksa…
adamlık kurtulmamaksa…
bizi bulacak tertemiz yürekleri bekleriz.

Ömür zaten beklemek ile geçiyor:
bir takım beklentiler ve hayallerle.
Ama bir çocuk gördüm, “Ben şifa vereceğim.” diyor.
Evet genç, evet… işte böyle yaşamak gerekli.

Çünkü ülkemizin maskelere bürünmüş filozoflara ihtiyacı var:
O kravat geçirilecek boyuna, vurulacak prangalar.
Sen onlara aitsin, kaçarsın.
Ama olur ya bir evladın… zinciri, prangayı şaşarsın.

Besler, büyütür, öğretirsin.
Sonra çıkar karşına: “Baba, ben sinemacı olacağım.” der.
Kaybetmek için akacak zaman…
Ve o sinemacı olur ise adam…
tembihlemene rağmen “Ama babacığım…” der.

Sen “Ama babacığım…” dersin; ölenler işitmez.
Sen “Yapma, etme.” dersin, âşık anlamaz.
Çünkü bir çukurdan en az bir kere düşmek lazım gelir.
Düştü diye de üzülme; bakarsın yeni bir Nâzım gelir.

Yollar açılır, Kâbe tekrar taşlanır.
Ben görüyorum… kuzu kılıklı kurtlar çığırır.
Sen geberirken şose boylarında
o hayalperest delikanlı ruhunu çağırır.

Gelirsin; ama gözü göremez ruhları.
Hisseder belki; lakin o rüyadan uyandı.
Ve öldüğünde girerken ana rahmine
o da diyecek: “Hepsi bu kadar mı?”

İzlemek keyiflidir hayatı ciddiye alanları.
Amerika tekrar keşfedilir; pazarlanır yalanları.
O elmayı biz yine bilerek ısırırız;
olmasa bile şeytan girmiş yılanları.

Çünkü o şeytan yılana değil, sana büründü.
İşte bir gerizekâlı bunu unutmak için yaşadı.
Çürüdü… çürüdü ve küçüldü.
Evet… dolup taşıyor banka hesabı.

Bence hayvanlardır bu dünyayı asıl tadanlar.
Kimse sabah erken kalkma mecburiyetini “yaşamak” diye satmasın.

O beyaz yakalı patronuna bir yat alıyor.
Şimdi bu herif nasıl olsun da kaçmasın?

Bir bakarsın… kaçtıkların senin sahibin olmuş.
Beş dakika daha istersin; yalnızca beş dakika.
Evet… bir çocuk büyürmüş ve ölürmüş.
O yüzden çok da yaşamamak lazım geliyor bana.

Ben bu dizeleri yazarken bana trenler çarpıyor.
Rahatsız olmadın mı okuyucu? Olmalısın.
Çünkü bak, orada bir şehidin evladı.
Orada bir şehidin evladı “Babam niye öldü?” diyor.

O dağlarda dağlayan kokular yürekler dağlar.
Ağlar sevgili okuyucum; erkekler de ağlar.
Çünkü kaçtıkça nefesi tükenir.
Ya ölür erkek orada,
ya da Allah muhafaza yeni hayatlar düşlenir.

Çüşlenir bunları başkaları duyarsa.
Zalim kırbaç vurunca kölesi susup ölmezse
o an düşer düşlere.
Korkar… “Ya bunları biri görmezse?”

Ve bu düzende biri de çıkıp sövmezse,
tekrar bir çocuk ölürse,
bu topraklara bir Mustafa, bir Kemal daha lazım gelirse…
Yani çok geç; çekiyorum, gülümse!
Ne olur gülümse… muhtacım sana.

Bazı zamanlar öyle kararıyor ki dünya;
ben hiç o gülümseyenleri göremiyorum.
Artık tek dileğim görmek sonsuz bir rüya:
İçinde anam, babam ve şiirlerim olsun istiyorum.

Sanırım ben yine olmayacakları düşlüyorum.
İşte orada! Bir Yahudi benzin pompalıyor, ben görüyorum!
Evet! İşte bir zalim Allah’ı zikrediyor!
Olamaz… bunu gerçekten görüyorum.

Zincirlerimi kırdım;
bir kan misali kaçıyorum.
Gözlerim dünyaları suluyor…
Ben hakikaten yaşıyorum.

Yaradan ile pazarlık hâlindeyim.
Şehre güz çalmak istiyorum.
Kapı benden gidiyor…
ben kapıdan gitmiyorum.

Çünkü giden kalanı öldürür.
Ve Arif, çocukken gerekli duaları etmiş bulunmaktadır.
Dört nefis ile…
vahiy beklemektedir.

Geliyoruz Arif.
Nuh ile beraber gemideyiz.
Yanımda şeyhim, kardeşim ve hatta İsa var.
Elbet savaşlar biter, güneş yeniden doğar.

Yeter ki şiir yazsın
bizim gibi sonsuz çocuklar.
Son bulacak ellerim,
bitecek uykusuzken gördüğümüz rüyalar.

Biz kirin pasın içinden gelen
tertemiz çocuklar olacağız.
Sağımızdan vuranlara
solumuzdan vereceğiz.

Atacağımız yumruk dönülmez olacak.
Hepimiz birleşeceğiz.
Ben kan vereceğim.
Bunu ben daha çok…
çok küçükken bir şiirde görmüştüm…

Şair ölüyorum Arif.
Yanımda şeyhim, kardeşim… geliyorum.
Bu da sana bıraktığım son mektubum olsun.

Çünkü ben bu topraklardan çıkmış…
daha cengâver bir şiir bilmiyorum…

Arif Şair
Kayıt Tarihi : 27.11.2025 03:44:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


yazdığım en büyük şiir

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!