1972--Osmaniye -Finike
dünyanın ilk gereksinimi
500 yıl yeryüzüne testilerle
Nil havzasından doluyor
kana doya içiyor kadehle
gelen yolcu geçen kervan
kumsal rengi kervansaray
eyvanında ekseninde dönüyor
Hayatta ben en çok babamı sevdim
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Devamını Oku
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Şiirleriniz İçinde nadide incilerin olduğu bir istiridye sanki; okudukça güzelleşiyor parlıyor...Şiirde geçen bazı kelimeler kulağıma çok hoş geliyor, sözlüğe bakıyorum; bizim memlekette dut silkelemek için yere serilen örtü olduğunu anlayınca, da hatıralar canlanıyor..Biz de hasavan derdik...Eğer yer yani zemin çimli ise gerek duyulmazdı ama, hasavanı gençler daha çok her biri bir ucundan tutar, dut ağacına çıkan biri de silkelerdi dalları ve inci gibi çekirdeksiz beyaz dutlar dökülürdü bereketiyle...Şiiriniz çok güzeldi teşekkür ederim paylaşımınız ve vefalı değerli yorumlarınız için teşekkür ediyorum; selamlar gönderiyorum...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta