Nokta Şiiri - Nuran Aksoy Karakuş

Nuran Aksoy Karakuş
40

ŞİİR


1

TAKİPÇİ

Nokta

Yorgun dizelerimi yazmak istemedim hiçbir kağıda

Virgülleri eksik tümceler de kurmak istemedim

Soru işaretlerini hele... Hepsini ters çevirdim

Ünlemleri sildim hayatımdan bir bir

Lakin tek bir noktaya ilişmedim.

Ah be üç nokta...

Senden de düşürdüm ikisini

Her şey yalnız bir nokta.

.

Nuran Aksoy
Mardin 01.06.10 P.tesi
s. 01:20

Nuran Aksoy Karakuş
Kayıt Tarihi : 20.6.2010 10:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


Şiirin hikayesi: Her şey yalnız bir nokta. Şiirimi bu derece anlayıp içselleştiren değerli şaire bilmem ki nasıl teşekkür etsem! Değerli şair, şiirimin tümünü en ince ayrıntısına kadar şiire en yakın biçimiyle anlamış ve yorumlamışsınız. Sizi gerçekten can-ı gönülden tebrik ediyorum... Yalnız şu var ki şiirimin son dizesi olan ''her şey yalnız bir nokta''dan kasıt her şeyin bitmiş olduğu anlamında değil de her şey özüne döndü, her şey eskisi gibi, ilk başta nasılsa öyle oldu manasında. Her şeyin özü bir noktadan gelir düşüncesiyle... Ve ben hayatı bir nokta'ya sığdırdım... Lakin bitirmek için değil özüne döndürmek için... Ben izninizle bu yorumunuzu sayfama taşıyor saygılar sunuyorum.... Şiir: 1411052 - *Nokta Yazan: Hikmet Çiftçi 1 TEK BİR NOKTA (.) Yazılanları tek tek okudum ama inan hiçbir şey anlamadım. Bugün fehimimde bir sıkıntı mı var ne? Anlayana anlamlı ve güzel bir şiir. Eh ne güzel bir ifade… Bu cümleleri yazanlar lütfen alınmasınlar, zaman zaman ben de yazıyorum. Böyle bir ifade kullandığım için sonra hayıflanıyorum. Güzel bir şiir, anlamlı, etkileyici… Neden güzel, anlamlı, etkileyici? Bilmem benim üzerimde bıraktığı etkileri dile getirdim sadece. Amenna… Kabulümüzdür efendim. Hep nedenini, niyesini yazmak zorunda da değiliz elbette. Ben birazcıcık bu şiirle haşır neşir olmak istiyorum izninizle. Şair şiirle kendini bütünleştirmiş, şiir aynasında kendine bakıyor. Zaten şiirin de özü bu değil mi? Şiir, şairin duygularını, düşüncelerini, genel anlamada, yansıtması değil mi? Hayat yormuş şaireyi, kimselerle derdini paylaşmak istemez. Belki güvenilecek bir dost, ağzı sıkı bir sırdaş, kendini anlayacak bir candaş bulamamıştır kendine. Kâğıda, kaleme de güveni yoktur, kendini bilmez, fesat bir ele geçer diye. Kâğıda da derdini dökemez, kâğıtla da sırdaş olamaz. Duygularını, yorgunluklarını, cefalarını, bedbinliklerini dökemez bir türlü kâğıda. Virgül koymak için yazmak lazım. Aslında söylerken bile virgül koyarız cümlelerimize, yarım nefeslik. Söylediklerimiz doğru anlaşılsın diye. Yazılanları, söylenenleri doğru anlamak istemeyenler için koca bir siyah ben gibi ucu kıvrık bir işaret bile koymak, görmek istemeyen, anlamak istemeyen için ne ifade eder ki? Kimse şaireyi anlamayacağına, anlayamayacağına göre virgüle ne gerek… Soru sormak, cevap beklemek… Kimden, niye? Hayat istediği cevabı veya gerçek anlamda beklediği cevabı verecek mi acaba? En güzeli soru işaretini ters çevirip çengel yapmak ve bütün duyguları, bütün düşünceleri bu çengellere asmak. Kendinden uzaklaştırmak belki de düşünülen. Belki bir alıcının çıkmasını beklemek, belki “İşte ben buyum, ey dostlar! Hayatım bir çengel ucuna takılı, yaşıyor muyum(!) ” diyebilmek. Ünlem/ek ses vermek, var olduğunu duyurmaktır. Yerine göre kahkaha atmak, yerine göre haykırmaktır. Bazen bağırıp çağırmak, bazen tatlı tatlı konuşmaktır. Bazen bir nağmedir ünlem… Yani yaşamanın ta kendisi… Duyguların, düşüncelerin ifadesi… Yaşanmak istenmeyen, hatırlanmak istenmeyen ne varsa silinmiş bellekten, gönülden… Ben yokum diyor şaire. Ben yaşamıyorum diyor ünlemsiz ve sessiz bağırarak… Cümlelerin sonundaki üç nokta… İstediğin gibi düşün… İstediğin gibi anla, istediğin gibi yorumla… Üç noktayla kapılar hep açıktır anlamalara, duygulanmalara… Ne istersen o ol… Bu bile fazla gelmiş; hayatla bağlarını, irtibatını, ilintilerini kesmiş şaireye… Hayata dair bir iz taşımıyor artık ne benliğinde, ne aklında, ne de gönlünde… Üç noktanın ikisini de bertaraf etmiş, yani bütün açık kapıları kapatmış. Kala kala tek bir nokta kalmış hayatında, hayatına dair. Şaire için hayat bir nokta kadar küçülmüş, bitmiş, bitirilmiş… Biz hayatımıza nokta koyamayız, koymamalıyız. Yaşamak güzel… Bütün işaretlerin varlığıyla yaşamaya devam be şairem. Bu kadar sözün üzerine kaymak gibi sürülecek bir şiirle noktalamak istiyorum duygu ve düşüncelerimi. TOZ PEMBE HAYALLER ve GERÇEKLER Düştü toz pembe hayallerim suya Başladılar birer birer boğulmaya Gerçekler çok acımasızmış meğer Neyse ki başaramadı kader Kırılgan yüreğimi üzmeyi Sonunda öğrendi hayaller Akıntıya karşı yüzmeyi… ..... İnci Germenliler Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz; sayfalarımızda göz iziniz olsun.

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Hikmet Çiftçi
    Hikmet Çiftçi

    TEK BİR NOKTA ( . )
    Yazılanları tek tek okudum ama inan hiçbir şey anlamadım. Bugün fehimimde bir sıkıntı mı var ne?
    Anlayana anlamlı ve güzel bir şiir. Eh ne güzel bir ifade… Bu cümleleri yazanlar lütfen alınmasınlar, zaman zaman ben de yazıyorum. Böyle bir ifade kullandığım için sonra hayıflanıyorum.
    Güzel bir şiir, anlamlı, etkileyici…
    Neden güzel, anlamlı, etkileyici? Bilmem benim üzerimde bıraktığı etkileri dile getirdim sadece. Amenna… Kabulümüzdür efendim. Hep nedenini, niyesini yazmak zorunda da değiliz elbette.
    Ben birazcıcık bu şiirle haşır neşir olmak istiyorum izninizle.
    Şair şiirle kendini bütünleştirmiş, şiir aynasında kendine bakıyor. Zaten şiirin de özü bu değil mi? Şiir, şairin duygularını, düşüncelerini, genel anlamada, yansıtması değil mi?
    Hayat yormuş şaireyi, kimselerle derdini paylaşmak istemez. Belki güvenilecek bir dost, ağzı sıkı bir sırdaş, kendini anlayacak bir candaş bulamamıştır kendine.
    Kâğıda, kaleme de güveni yoktur, kendini bilmez, fesat bir ele geçer diye. Kâğıda da derdini dökemez, kâğıtla da sırdaş olamaz. Duygularını, yorgunluklarını, cefalarını, bedbinliklerini dökemez bir türlü kâğıda.
    Virgül koymak için yazmak lazım. Aslında söylerken bile virgül koyarız cümlelerimize, yarım nefeslik. Söylediklerimiz doğru anlaşılsın diye.
    Yazılanları, söylenenleri doğru anlamak istemeyenler için koca bir siyah ben gibi ucu kıvrık bir işaret bile koymak, görmek istemeyen, anlamak istemeyen için ne ifade eder ki? Kimse şaireyi anlamayacağına, anlayamayacağına göre virgüle ne gerek…
    Soru sormak, cevap beklemek…
    Kimden, niye?
    Hayat istediği cevabı veya gerçek anlamda beklediği cevabı verecek mi acaba?
    En güzeli soru işaretini ters çevirip çengel yapmak ve bütün duyguları, bütün düşünceleri bu çengellere asmak.
    Kendinden uzaklaştırmak belki de düşünülen. Belki bir alıcının çıkmasını beklemek, belki “İşte ben buyum, ey dostlar! Hayatım bir çengel ucuna takılı, yaşıyor muyum(!)” diyebilmek.
    Ünlem/ek ses vermek, var olduğunu duyurmaktır. Yerine göre kahkaha atmak, yerine göre haykırmaktır. Bazen bağırıp çağırmak, bazen tatlı tatlı konuşmaktır. Bazen bir nağmedir ünlem…
    Yani yaşamanın ta kendisi… Duyguların, düşüncelerin ifadesi…
    Yaşanmak istenmeyen, hatırlanmak istenmeyen ne varsa silinmiş bellekten, gönülden…
    Ben yokum diyor şaire. Ben yaşamıyorum diyor ünlemsiz ve sessiz bağırarak…
    Cümlelerin sonundaki üç nokta…
    İstediğin gibi düşün…
    İstediğin gibi anla, istediğin gibi yorumla…
    Üç noktayla kapılar hep açıktır anlamalara, duygulanmalara…
    Ne istersen o ol…
    Bu bile fazla gelmiş; hayatla bağlarını, irtibatını, ilintilerini kesmiş şaireye… Hayata dair bir iz taşımıyor artık ne benliğinde, ne aklında, ne de gönlünde…
    Üç noktanın ikisini de bertaraf etmiş, yani bütün açık kapıları kapatmış. Kala kala tek bir nokta kalmış hayatında, hayatına dair. Şaire için hayat bir nokta kadar küçülmüş, bitmiş, bitirilmiş…
    Biz hayatımıza nokta koyamayız, koymamalıyız.
    Yaşamak güzel… Bütün işaretlerin varlığıyla yaşamaya devam be şairem.
    Bu kadar sözün üzerine kaymak gibi sürülecek bir şiirle noktalamak istiyorum duygu ve düşüncelerimi.

    TOZ PEMBE HAYALLER
    ve
    GERÇEKLER
    Düştü toz pembe hayallerim suya
    Başladılar birer birer boğulmaya
    Gerçekler çok acımasızmış meğer
    Neyse ki başaramadı kader
    Kırılgan yüreğimi üzmeyi
    Sonunda öğrendi hayaller
    Akıntıya karşı yüzmeyi…

    . . . . . İnci Germenliler

    Sevgi ve saygı rüzgârları esenliğiniz; sayfalarımızda göz iziniz olsun.

    Cevap Yaz
  • Fethullah Gümüş
    Fethullah Gümüş

    gercekten cok manıdar ve akılcı satırlar ... ınsanı bı anda kavraya bılen heceler ... ve kendı fıkır kuyusunda sınmıs dusunceler uzerımde ... yurekten kutlarım kardesım ... Rabbım her daım guzellıklerle vuku buldurması dılegıyle ..

    dua ve selametle





    www.fethullahgumus.com

    Cevap Yaz
  • İbrahim Yaşar
    İbrahim Yaşar

    Oldukça anlamlı ve gizemli bir paylaşım olmuş, kaleminize ve yüreğinize sağlık, tebrik ediyor ve başarılar diliyorum. Tam puan.

    Cevap Yaz
  • Fikret Zikret Gürsoy
    Fikret Zikret Gürsoy

    GÜZELDİ, HER ŞEYİ BİR NOKTA ANLATABİLİYOR. KUTLARIM EFENDİM.

    Cevap Yaz
  • Salim Erben
    Salim Erben

    Yine kalem yine kelam
    günaydın güzel bir paylaşım okudum
    hep gerçekleri anlatan
    aynen harfi harfine
    eksiğ yok fazlası var
    kutlarım saygı değer kalem

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (11)

Nuran Aksoy Karakuş