Maneviyat gözünün kapalı olduğu noktadayım, Sevgisizlik yüzünden noksandayım, Yaşatılan acı, sanki yaşamda doksandayım. İntihar eden ruhun her an ahındayım…
Yürü bre yolcu umut yok bu topraklarda, İyilikten uzak ölen insanlar yatıyor buralarda, Şefkat denilen duygu idama mahkum’ dur bu diyarda, Çivisi çıktı, insanlığı kalmadı uğruna yaşanan bu dünyada.
İntiharı çare olarak görme, senden sonra kim kalır? Ölüm hakikattir sen insanlığı yaşat, kurtuluşa çağır! Sevgi, şefkat, iyilik, güzellik istiyorsan çocuklara sarıl, Sadakati bilene vefa bir dosttur, yükü çekilir ağır ağır.
Bakmayın ha bire aşktan dem vurduğuma, İnsanları görüp susuyorum, kusuyorum satırlarca, Aşkta dahi yakınıyorsam maneviyatın temiz duygularına, İnsanlığı görmek için bakıyorum her mezar taşına.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta