Rejim-01
- Niyazi, hadi kalk doktora gidiyoruz.
Önce duymamazlıktan geldi.
- Hadi hadi, numara yapma. Yalnız gitmek istemiyorum işte. Kalk, gel benimle.
Gözlerini açtı, yüzüme baktı. İlk defa o saf, o çocuksu yüzünde bir endişe gördüm. Hiçbir şey demeden kalktı, elini yüzünü yıkadı ve giyinmeye başladı.
Hayret! Gömleğim pantolonum nerede? diye de sormadı.
- Yatağımı toplayayım mı?
- Allah Allah, sen ne zaman yatağını topladın ki?
- Olsun! İstersen toplayayım.
- Yok kalsın. Gelince toparlarız. Sen ayakkabılarını giy
- Giydim
- Tamam o zaman, hadi çıkıyoruz...
Bilgisayarda bir şeyler okuyorum. Uykum kaçtı. Masamda koca bir fincan kahve. Çoktan soğumuş.
Evin telefonu çalmaya başladı. Saatime baktım, gecenin üçü. Yanlış olabilir diye duvardaki saate baktım, o da üçü gösteriyordu. Korktum, açmadım. Elim ayağım titremeye başladı. Kahveden bir yudum alayım dedim, elimden kaydı, masanın üstüne döküldü.
Biraz sonra cep telefonum titremeye başladı. Kimin aradığına bile bakamıyorum.
Oldum olası gece gelen telefonlardan korkarım. Ya annem hastalanmıştır yurt dışında ya da babam hastaneye kaldırılmıştır. Pasaportum geldi aklıma. Tamam dedim. Bir eksiğim yok. Daha uzatalı bir ay oldu. Hemen yola çıkabilirim. Birkaç parça eşya alırım yanıma, hemen taksiyi arar yola çıkarım.
Babamın, mutlaka şekeri yükselmiştir yine. Annemin elinden de bir şey gelmez ki.
İyi de! Babam öleli 6 sene oldu.! Annemi de 3 yıl önce kaybettim. Arayan onlar olamaz.
Eyvah!
Özlem’ ime mi bir şey oldu! ...
Londra’dan arıyorlarsa! Şimdi ben İngilizce konuşmasını da beceremem.
Eyvah!
Onur’um asker... ona bir şey olmasın sakın!
Aklıma, kötü olabilecek ne varsa, hepsi geldi.
2 saniye içinde olabilecek tüm kötülükler beynimi kurşunladı geçti.
Dur, dedim, yahu, ne oluyorum? Yoksa ben gideceğim gümbürtüye heyecandan.
Aç şu telefonu.
Telefonun yeşil düğmesine ne zaman bastım, ne zaman alo dedim, hiç hatırlamıyorum.
- Dünyanın en güzel kadınııııııı.... nasılsın? Ablaların ablasıııııı.... Ablaların tatlısıııııııııııı....
Ses tanıdık.
Korkudan konuşmadığımı anlayınca bir kahkaha patlattı. Nasıl gülüyor ama, katıla katıla.
Bütün sinirlerim boşaldı.
- Benim, ben.. numaram çıkmadı mı?
_ Numaraya bakacak hal mi kaldı bende?
Başladı tekrar gülmeye
- Sus kız, ödümü patlattın benim. Deliiiiiiiiiii.... İçin gücün yok mu senin? Uyusana. Bu saatte ne işin var?
- Canım sıkıldı işte. Sen de bu saate kadar uyumazsın diye bir sesini duyayım dedim
- İyi, duydun. Hadi git yat şimdi.
- Ya dur kapatma. Bak ne anlatacağım sana
- Sevimmmmmmmmmmmmmm.... Bak döverim seni.
- Evi aradım, neden açmadın?
- Sen miydin o?
- Eveeettttt...
- Of Allahım. Hadi anlat
- Çok mu korktun?
- Yok ya, sadece kalp krizi geçirmek üzereydim... Eee, anlat bakalım. N’oldu?
- Ben rejime başladım
- Eşhedüenlaaaaa.....
- Tam dört kilo vermişim.
- Hay senin kilolarına da şimdi.
- Sahi, çok mu korktun?
- Gülmeeeeeeeeeeeeeeeeee...
Öyle de güzel gülüyor ki. İçinden gele gele...
- Ablam ya, bak ne diycem sana.
- Hadi, de
- Sen neye rejime başlamıyorsun? Bak ben başladım. Bu gün tartıldım tam dört kilo vermişim.
- S eeee v v v v iiiiiiiiiiiiiii mmmmmmmmmmm... Uykum var, yatacağım. Yarın konuşuruz.
- Hayır olmaz. Bana, rejime başlayacağına dair söz vermezsen, sabaha kadar konuşurum ve uyutmam seni.
- Eeee, n’apıyorsun daha daha?
- İyiyim iyiyim...Sıra gecesine gittim bugün arkadaşlarla. Çok güzeldi. Çok eğlendik. Bir gün seni de götürürüm.
- Tamam gideriz.
- Hadi söz ver bana. Rejime başlayacağına dair. Kapatacağım sonra telefonu.
- Tamam, tamam, tamam... Oldu mu?
Bir an önce telefonu kapatsa da yatsam diye düşünüyorum. Hani kendisini sevmesem çat diye suratına kapatacağım ya, çok candan sevimli bir evlat. Sevildiğini de biliyor.
- Olmadı. Söz veriyorum, de.
- Tamam, söz.
- Olmadı.
- Söz veriyorum... oldu mu?
- Hah, şimdi oldu... Hadi git uyu şimdi.
İyi geceler bile demeden, ya da, uyku sersemi, dedi de, ben mi anlamadım, telefonu kapattı gitti.
Hadi şimdi, gel de uyu. Attı bir bire, kaşın dur. Yahu sana ne benim kilolarımdan? Bir de utanmadan:
- Kaç kilosun? diye, sormaz mı.
- Elinin körü.
Ben de ağzımdan kaçırmaz mıyım!
- Ciddi misin?
Öyle bir ciddi misin çekti ki, sanki yüz tane i koydu kelimenin sonuna.
Tövbe Yarabbim !
- Sana neeeeee?
Evin içinde dolaşıyorum. O ayna senin bu ayna benim. Ne çok ayna varmış bu evde de. En ince nasıl görünürüm diye kendi kendime, numaralı pozlar vermeye başladım.
Nereye dönersen dön. Faydasız. Mal ortada.
- Amaaaaan sende...
Gittim, yattım, uyudum...
Sabah ola hayrola..
Kız Sevim, alacağın olsun... Sana ben bir tepsi baklava yedirmez miyim... Bol cevizli, tereyağlı, şerbeti o biçim...Memleket işi...
Niyazi yine ortalıklarda. Yalnız dra gitmek istemiyorum.
Ne zaman dara düşsem Hızır gibi yetişir.
Hiç gitmedi ki zaten.
Öyle büyük bir iç ses ki O..!
...........................................devam edecek....
Nurten AltınokKayıt Tarihi : 29.8.2005 22:13:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
gündüz arasa biliyor ki, sen yok ya ne rejimi diyeceksin saatlerce dil dökse söz alamazdı belki..ne iyi akıl etmiş gece aramakla..o korkuyla sen zaten bir kilo vermişsindir..:)))
öpüldünnn
sevgiler
Gülümsedim Nurten abla....
İyi ki çok kızmadın..
Tebriklerimle
TÜM YORUMLAR (2)