B.
Divân-ı aşka ait kalem açıldığında
Kül yüzlü zamanların sis artığı gözleri
İzliyor sanki beni…
Yalnızca beni değil,
Başı yere doğrulmuş sonsuz kalabalığı…
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Daha önce de günün şiiri yapılan bu destansı yazıya biz o zaman gerekli yorumu yapmışız ve dediklerimizin aynen arkasındayız vesselam.
"Aşk" kelimesi ne Kur'an'da, ne de hadis-i şeriflerde geçen bir kelime değilken nasıl oluyor da, kutsal bir şey oluyor sayın şair? Kutsal diye, Allah'ın ve Resulünün takdis ettiği şeye derler. Aşk tabiri ise İslam'ın teessüsünden kaç asır sonra ihdas edilmiş bir tabirdir ve mana olarak da sevmekte haddi aşmak ve şer'i, akli, fıtri ve de tıbbi ölçülerden şaşmak demektir. İslam, her şeyde orta yolu yani fıtrata, akla, tıbba uygun olanı tasvip eder. Onun içindir ki, İslamiyet her aşırılığa karşı olduğu gibi sınırsız sevme sevilme teorisine karşıdır.
Şiir mi? Bu yazı şiirden ziyade bir destana benzemiş Bahadır bey. Siz bunu en az üçe bölmelisiniz. Yoksa onu baştan sona kadar okuyan çıkmaz.
Hayırlı çalışmalar.
Ne mutlu ki, şaire kimse okumasın diye böyle uzun bir şiir yazmış...
Ansızın aydınlıkta bir sır daha keşfetti…
Sonsuz bir yalnızlıktı söyleten şey şairi.
Halbuki o yalnızlık nokta kadardı aşkta…
Gerçeğe doğru dönüp derin bir iç geçirdi
Sonra da aşk demeyip hikmette karar kıldı…)
Çok özel bir şaheserdi; tebrikler... 10 puan +ant. Güzel yarınlara...
şiir bir kitabı bir kaç dizeyle anlatabilmaktir, okuyucuyu düşündürmek ve en kısa cümlelerle en öz mesajı verebilmektir, yoksa dizeler uzadıkça şiir eksilir...saygılarımla
.öyle kolay değil seni seviyorum demek..her seni seviyorum’a canımı koydum..bin canım olsa hepsini kurban ederim sevgine…oyun değil bu aşk..aşk…birilerinin anladığı aşklardan değil…hani o ömür biçilen aşklardan hiç değil…
hissettirdiğim, yaşadığım ve bizi biz yapan aşk…
.....
bazen nesre çok yaklaşmış..
Satır sayısı onu geçtiğinde ne kadar da uzun yazdım diyorum. Bazen de uzun olsun diye ikiye bölüyorum dizeleri. Tabi hiç hoşuma gitmiyor...
Okunmayacağını düşünüyorum.
bu kadar uzun şiir nasıl yazılır diye düşünmekten alamadım kendimi...işin doğrusu bu!:))bir de dedim ki;bütün sözlüklerden silinse 'aşk' sözcüğü,ne iyi olurdu!..hadi bizi esir alıyor aşk,şiirleri de ele geçirmiş vallaha..bu yönüyle istilacının,emperyalistin ta kendisi işte!..:))
terk et beni aşk
sana verecek
ne suyum var
ne de havam...
diyesim geldi,dedim de::)))
şairi kutlayarak,herkese saygılarımla...
Sonsuz bir yalnızlıktı söyleten şey şairi.
Halbuki o yalnızlık nokta kadardı aşkta…
-
ŞAİRİ ÖNCEDEN TANIMAMIŞ OLMAKTAN DOLAYI HAYIFLANDIM !
___ İlhamının ziyade olması dileğiyle./Tebrikler./n.a.___
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta