Nilgün Marmara Şiirleri - Şair Nilgün Ma ...

12 Şubat 1958 - 13 Ekim 1987
Nilgün Marmara

Burada daha ne kadar öleceğim?
Yeryüzüyle gökyüzünün aracısı olarak bulutu haraca
kestiğiniz yerde? Ben size alışamam.
gözüme saldıran güneş ışınlarında yüzünüzün yokoluşu.
"Ağlıyordum, onu gönlümde isterdim ve sadece orada."
Öylesine yoksulluk, bir aşk düşünün sihirli hiç karşılıksız...

Devamını Oku
Nilgün Marmara

Ilık bir süzülüşle
Geri dön hayat,
Bırakma yeryüzü salına
tünemiş pek kara kuşlar
Örtsün bakışımı,
Görmek acısı sürsün

Devamını Oku
Nilgün Marmara

Şimdi'nin bedeni yok,
Yontuyor geçmiş bilgisiyle
gelecek belki olur diye taşı,
taşını kokluyor
yontu dağılıyor...

Devamını Oku
Nilgün Marmara

emel'e

"ben babamın yuvarladığı çığın altında kaldım."
çolak mırıltılarla dövmelenen çocuk
her gün her gece eğer adasında,gözü ağzı elinden alınmış, yosunlar
sarmış bedenini çığlıklarken bunu su içinde...

Devamını Oku
Nilgün Marmara

üşümüştüm...
düşlerimin üzeri açıktı, bendim,
arzularımsa çıplak, onlardım,
ufacıktı dileğim mavi suya;
örtük bakışının dolaysız ısısı
o kadarcıktı!

Devamını Oku
Nilgün Marmara

yaşadığımın farkında olmadığım gibi dökülüyor yaşlar gözümden.. ben böyle hep amansız ve zamansız ağlıyorum ya bu acı mağaramdan geliyor. ağlıyorum gene farkında olmadan bir yıldıza çarpmış da yere düşmüş parçacıklar gibi dağılıyorum. bu kadar mı çok sevdalandın ay’a da bu tutulma gündönümleri bitmiyor.

bak gördün mü gene koca yürekli adam, yüreğinin ertesinde kaldım.. bitip bitip yeniden yaşama başlama sevdan bulaştı tırnaklarımın arasına. oysa her saat başı tırnaklarımın arasına saplanan yaşamı kökünden kesip duruyordum.. iç sızın iç mağaramı böyle ayyuka çıkardı.

ve ben sana artık ‘iç sızım’ adını verdim. çünkü ben ne zaman ki gökten yeryüzüne savurduğun parçacıkların üzerinde yürüsem, topuklarıma batıp yüreğimi acıtıyordu. yüreğimi acıttıkça mağaram acıyor ve iç sızım oluyordun. bitap düştüm yaşamın kucağında bu kadar yaşama ve ölüme sevdalıyken. yorgunluktan beni bile taşımaz oldu şiirler. niye bu kadar mutsuzum, niye bu kadar acıya batmışım da çıkamıyorum bu mağaradan..

Devamını Oku
Nilgün Marmara

Onun bedeni bir tımarhane
içinde çok işçi, deli ve çalışkan!

onun bedeni bir kule.
içinde çok basamak, karanlık ve nemli.
güdürerek çıkarır merdivenlerden,

Devamını Oku
Nilgün Marmara

Yontusal bir dinginlikle sıralarım
sözcüklerimi vasat bir yere
bu duyumlanmaz imgeleme –
taşkınlıktan ırak mı ırak

ah! ya benim ele geçirilemez coşkularım

Devamını Oku
Nilgün Marmara

Kısacıktı
karşı yolculuklarımız kara
ve deniz üzerinde-

Şafağın bodrumuna inerken sen,
Hançerin ivmesiyle yükselirdim

Devamını Oku
Nilgün Marmara

su ılık burada.
yine göç kendiliğindendi,
yine gözlerim açık.
bu gizli alanda ne görürüm, böylesine
mavi ve saf, tek başına?
ah! Bir oluk geceden acuna yönelmiş,

Devamını Oku