“Gül” dedi
Buğulu bir ses
Ay olmayan gecede
Güldüm,
Gözlerimden bir sürü gökyüzü fışkırdı
Rengi olmayan.
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Yeter ki
Uyandığım her sabahta
Aşka düşsün bütün cemreler.
Özgün, duygu yüklü; şiirin doyulmaz sevgilerin ıpılık ilkbaharına götüren şiir; teşekkür ederim... 10 puan +ant. Sevginin bitimsiz yarınlarına...
bir şiirin nerde ve nasıl olursa olsun umuda bağlanışını izlerken kayıp giden düşler değil midir avuçlarımızda birikmiş özlemler.. yine de kaygıdan bir haz varsa içimizde, bu insan olmanın vasfıdır..... bu yüzden bu etkili şiiri kutluyor, saygılar sunuyorum..
Paramparça etmeden hüzünleri hasretin ağrısına sızlanmadan aşka dair her ne varsa serpiştirerek yeryüzünü sabahı beklemek ...Harika bir şiir okudum sevdanın kaleminden.. Güzel yüreğinize sonsuz sevgimle..
Nitelikli şiir duruşuyla çok şık bir çalışma.Bir şiir sever olarak kutluyor,saygılar sunuyorum...
Aska dair ne varsa satırlarda parlıyordu bütün duygusuyla.. Kutluyorum sevgili Nilgün..
Bu değerli yorumunuz için çok teşekkür ediyorum Necdet Hocam...İnanın çok mutlu oldum...Emeğiniz için, yüreğiniz için..sevgim ve saygımla..
Şair her şiirini yeni bir yaşamı var etmeyi kafasına koyarak yazmaya kalkışır.
Hele de yazacağı şiirin izleğinde ‘aşk’ varsa;yani aşkın buyurganlığına karşı koyamıyorsa…
Yazılan şiir çevrimsel bir dönüş öyküsü olacaktır .Yeni yaşam hep şiirdeki iç ses’in üzerine kapanan ,hep kendi kendini var eden olaylarla dolu dolu olacaktır ve olaydan asıl etkilenen aynı iç ses tarafından da anlatılacaktır.
Şiirin görünüşte değil ;duyumsayışta kavranabilen çapraşık yapısında yönelenen hep aşk olmuştur.
Bu öncelenişin sürerli bir hüzünle beslendiğini söylemek olası.Birbirini bütünleyen evrelerin vargısında oluşur hüzün.Yeni yaşam düşüncesinin içine gelir ve kurulur.Okur olarak karamsar/kötümser çizilen tablolara kilitlenirsiniz.
İç Ses’in kalbine,ruhuna işleyen yaşam denemelerinin geçmişin derinliklerine sözcük sözcük nasıl doldurulduğuna ,bu yapılırken hangi işkencelere rıza gösterildiğine tanıklık edersiniz.
Bu haliyle şiirlerin gerçeklikle/gerçek arasındaki bağlantısına bakakalırsınız.
Şiir kendine özgü hüznüyle sayısız yaşam denemelerine değgin ön metinlerin özeti gibi geliyor bana…O özetin içinde yüreklere yapılan yolculukları,geri dönüşleri;yeniden aynı yöne gitme umutlarını anlatıyor Şair.
Kendi ruh iklimi içinde sunulan anlatıda ‘değişim izleklerinin’ sürekli açmazlar hazırlayışına,tuzaklardan kurtula kurtula okurla buluşturulmasına imreniyorsunuz.
Kendi bütünlüğünü çok iyi tamamlayan bir şiiri okuduğumu söylemeliyim.
Kendi şiirinin gizligücünü oluşturan aşk’ın ;sınırları bilinen bir şiir düzleminde bu denli yoğunluklu,bu denli ürpertili,bu denli çağrışımlı,bu denli çözümlemeli,bu denli dokunaklı,bu denli içkili,bu denli açıksözlü,bu denli özgün bir dille anlatımı sağlanabilirdi.
Ve onca olan bitene karşın bu denli umut besslenebilirdi aşka.
‘’ Yeter ki
Uyandığım her sabahta
Aşka düşsün bütün cemreler…’’
Dizeleriyle şiirin bitiriliyor olmasını başka hangi nedene bağlayabilirdiniz ki?
Değerli Zeynep Nilgün’ü ,okurlarına yepyeni bir enfes şiir daha ikram ettiği için candan tebrik ediyorum.
Nicelerine.Erdemle.
Bu şiir ile ilgili 17 tane yorum bulunmakta