Zaman perdesini araladığımda
gördüm ki
Nil denize, gün gökyüzüne aşık...
Umut terliyken
Nil denize, gün gökyüzüne yine aşık...
Yani,
Sevdanın yüz yıllık kapısında
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Şiirin başlığı çekici oldu mu ister istemez merak edip okuyorsun.
Güzel şiir.
Ah benim kızıl karanfillerce yanan yüreğim! Hani tan kızılı saçları güneşin bahtıma doğan gülcükleri gamzelerinin düşlerimde huşusu gecenin yıldız yıldız şafak sancılarıma yağan.Ah sevdiğim pembe kurdelalı çocukluğum hayallerim türkülerimin kırık melodisi neredesin.Hangi yaban elde kimin karagahındasın.Söyle kuşlara sussunlar ötmesinler saçklarımda maviler esmesin gönlümün ısısız diyarlarında ben bende değilim artık söyle sussun tüm şarkıları bülbüllerin.Yağmasın gülün dudağına çiseleri göz pınarlarımın artık ıslatmasınlar Yakamozların göğüs sızını..Sen alıp kendini öylece gittinya benden beni böyle tek ayak zerinde ustura sırtlarında bıraktınya açmasın çiçekler doğmasın güneş ötmesin kuşlar uçmasın martılar maviliklerine göğün…Ben karanlığın derinliklerinde mapus ağır yaralı kayıp kefensiz ölü canı çıkmayan ruh.Ben beni unuttum bu kuyularda canımdan geçtim bir seni unutamadım ya sevdiğim varsın isterse her gün bahar olsun yarınlarıma sen olmadıktan sonra sahi ne yazar…Bu şiir bana bunları hissetirdi sevgili üstadem çok dokundu bana.Şöyleki daha şirin ilk mısralarında öylesi bir büyünün esaretine giriyor ki insan ortalara doğru iyiyce şoklanıyor şöyle bir kalakalıyor..İçinde derin bir sızı yer yer göz pınarlarının taşkınlığı ve garip bir yalnızlık hissiyle fırtınaya dururcasına öylece kalakalıyor insan..sevgilerimle...
Zeynep Nilgün'deki alışık olunan şiiri var etme yetisi izlekselliğini bu şiirle güncelliyor.Çok ayrık ve özgün duyguların özgürce geçişlerini izler gibisiniz.
Evet;bir sıkı şiir daha.
Kutlarım.
Erdemle.Nicelerine.
Bir sevdadır nehirlerin denize koşması, baharların yaza ulaşması. Sevda adına zorlukların başarılması efsaneleri doğurur, beyaz atlıların saklı prenseslerini bulması, dağların delinmesi, çöllerin mecnunca yanması gibi. duygu yüklü güzel şiiri keyifle okudum. Yüreğinize sağlık.
Nil denize, gün gökyüzüne aşık...
Umut terliyken
Nil denize, gün gökyüzüne yine aşık...
Yani,
Sevdanın yüz yıllık kapısında
Nil' in ve Gün' ün
Güneşin diliyle
Tenine değiyor şiir...
Ahh canımm... Bu ne güzel şiir böyle...Nil ve Gün...Nilgün.... Nilgün zaten şiir kadın. Ondan ayrı düşünülemez. Her dere denizine aşıktır. O özlem, o sevda olmasa akıp gider mi ona doğru gündüz- gece, bazen şarkı söyleyrek, bazende inleyerek hüzünle.
Elbette masallar kahramansız olmaz. Ve her kahramanın da masalı. Her beyaz atlı prensin de bir prensesi.
Günüme güzellik katan o sımsıcak yürek sesin için sevgiler şiirleri prensesi....Nicelerine. Sevgimle...
Nil denize, Gün gökyüzüne aşık, Nil akdenize akıtıyor aşkını, Gün aşk sancılarıyla her gün yeniden doğuruyor gökyüzünü ve Nil'in göğsünü güneşle dağlıyor aralarına yağmurun bile girmesine tahammülü yok, oysa sözler buhar olup uçuyor tekrar özüne kavuşuyor Nil/gün...
Tıpkı şiir olup bizleri kavuştuğu gibi, özün düşmüş şiire yüzyıllar sonrasında bile anlatılacak çok güzel bir masal olmuşsun, canı gönülden kutlarım sevgiler...
Bu şiir ile ilgili 6 tane yorum bulunmakta