Dost
Ruhumun ince yolu
Gel oradan sende oku
Bu yol Harput ta gider
Haberin olsun, Anadolu.
Bir kadının gülüşünden
Sızan ışıklar örtülünce
Hırçınlaşır karanlıkta,aydınlığın
Söyle ömrüm,hasretten başka ne var
Rengi soluk bir hüzün
Sonrası düşünür insan
Dönerdim
Her kavgamda hissederdim aykırı ellerini,
Dokunurdu, damarlarımın en ucra köşesindeki sinir uçlarıma,
Tıkanırdı boğazıma, yediğim her lokma
Dudaklarımda, büyük çatlaklar oluşurdu
Yatırdım aşkımızı musalla taşına
Saatler akşam üstüydü
Soruyor imam nasıl bilirdiniz diye
Yüreğim yavaş yavaş yas tutmaya,hazırdı
Tıkandım
İçimde kaldı o sözcüğüm,yutkundum
bak yine akşam oldu
ışıklar sensiz bir bir yanacak
şimdi sen hangi yangınlardasın
hangi köşede oturmuş, içli içli ağlarsın
yada,
beni düşünürsün
Peygamber Gülüne
Geçersem bir gün sevda sokağından
Kapatma perdeni gülümse bana.
Gidiyorsam mahşer-i huzura.
Munzurdan olmazdı elim
Bükülüp dönseydi belim
Ben buralardan gitmezdim
Başımız dik dursaydı..
Kadere bir çelme takmalı
Çizdikçe Çizesim Geldi
ey gönlüme pusu kuran yar.
sen hiç üzme o tatlı canını.
ağzımda tat dilimde lisan tükense de,
Yaradana açtığım avuçlarım da
yüreğime yetecek kadar sabır
Seni sevmek
Kırılmaktı,
Dökülmekti,
Hasta yatağında
Sancılar içinde kıvranmaktı...
Her gün bir başka ağlıyorduk
Güneşi kendi ellerimizle sıvamıştık,göğümüze
Gök meclisi iltihak edince,gölgelere
Kabuk bağlar dediler
Doyuyorduk bu sözlere
Özlüyorduk,mavi yüzleri
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!