Ne sağnaklar görmüşüz, yarılan gökyüzünden alnımız
yıldırımlarla ağmış,
ne rüzgarlar çınlamış bağrımızda, coşkusundan kırılmış
kaburgamız,
dişlenip kayaları ne ateşler yakmışız, aşmışız ne zifir
uçurumlar,
Gökyüzüne ağız verip gecesini gün eylemiş
Ya neylesin gün görmeyen ya neylesin
Daraldıkça yüreğini zor eylemiş
Zaman olmuş hırçınlığı huy eylemiş
Ya neylesin durgun suda çağıltısız ya neylesin
Kırk sevginin baygınıyım - belki de yüzkırk -
yine de yalnızlık yalazlanır kırık kalbimde
Otların tutuklusu
haylazı ağzım
şimdi tutlusu kara suların.
Bil ki
üzgün bırakıp ayrılırken
caddeler
kaldırım taşlarıyla örtülmüş uçurumlardır.
Bilinçsizce mırıldanışta ansızın hatırlanan
Yazlar kışlar uçan kuşlar tanığımdır
Ayrılıklar yolum oldu
Can yoldaşlar dil sırdaşlar tanığımdır
Ölümlerden gülüm soldu
Anam bacım arkadaşlar tanığımdır
Zulüm gelip beni buldu
zor bir nakış gibi işliyorum
liseyi ve aşkı
hüzünden bir kanaviçeye
Üveyikler ibibikler arıyorum
kandillerle gece çullukları
Akdeniz
yaslı deniz,
suboyu
uğul uğul
titreşen yüreğimin
tutuşan
Senin alnındaki yaralar
Halkın yaralarıdır,
Seni kırbaçlayan el
Halkı da kırbaçladı..
Boynuna vurulan zincir
güzelim;
serçelermi taşıdı sana,
çimen çimen,
karadut oyası
zülüflerini.
İnsandır en yüce değerleri yaratan.
Sevdayı sözgelimi,
erdemi, özlemi, özveriyi,
umudu, şefkati, düşü...
Yaşamı tanıdıkça kendini tanımlayan... İnsandır...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!