Bir ses vardı içimde,
taştan daha eski,
ama suya karışmak istiyordu.
Benliğim, sabitliğin ağırlığını taşıyamadı,
ve yavaşça çözülmeye başladı —
bir düşüncenin ateşte eriyen sınırları gibi.
Zamanın elleri dokundukça
formum buhar oldu, anlamım ışık.
Artık ne bedenim vardı, ne yönüm —
sadece akış:
bir varlığın kendinden geçip
bütün olana dönme arzusu.
Erimek, ölmek değildir,
katı olandan kurtulmaktır.
Bir ben kaldı, ama o da çoğaldı;
her damlamda bir “ben” dağılıyor evrene.
Bir anda fark ettim:
bütün sınırlar hayaldir,
ve biçim — geçici bir anlaşmadır maddeyle.
Ey akışın kalbi,
beni de al içine.
Düşünce, ses, zaman ve kimlik —
hepsi aynı ılıklıkta kaybolsun.
Ve ben,
erirken nihayet olduğumu anlayayım.
Sinan Bayram
Kayıt Tarihi : 10.11.2025 15:57:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!